bursagorus.com.tr
2022-01-04 05:00:00

Üzüm yemek mi? Bağcı dövmek mi?

Doç. Dr. Yüksel Okşak

04 Ocak 2022, 05:00

Merkez bankalarının en temel özelliği politika üretmektir ve çoğunlukla bunu açık bir şekilde yapmaz ki böylelikle beklentileri yönetebilmiş olsun.

Buna karşılık piyasa aktörleri ne yapar? Genel ekonomik konjonktür çerçevesinde merkez bankalarının ne yapacağını anlamaya ve kavramaya çalışır ve ona göre pozisyon alır.

Normalde olan budur. Olması gereken de budur.

Yani merkez bankası işin başından beri faiz artışına gitmeyeceğini açık ve net bir şekilde belirtmişti. Yani piyasa aktörlerinin merkez bankasının ne yapmaya çalıştığını anlamak gibi bir derdi de yoktu.

Dananın kuyruğu tam da bu noktada koptu zaten.

Ne oldu?

Piyasa aktörleri, hükümetin hangi ekonomi politikasını izlediğine, TCMB’nin ‘faiz arttırmayacağım’ demesine odaklanmadı.

Yani piyasa yapıcının politikasını anlamak yerine, ona ne yapması gerektiğini dikte etmeye çalıştılar.

Kesinlikle faiz artırımı gerektiği, döviz kurunu aşağı çekmek için başka bir yol-yöntem-metot olmadığı dikte edilmeye başladı.

Döviz piyasası aktörleri, politika yapıcı tarafın yerine politika üretmeye başladı.

Mesele ekonomiden de çıkarıldı. Erken seçime vb. unsurlara kadar götürüldü. Hatta ‘battık’ diyenler, insanları sokağa dökülmeye çağıranlar oldu.

Bu süreç manipüle edildikçe, dolar yükseldi. Her yükselişte müdahale geldi. Müdahale geldikçe politika yapıcının uyarıları dikkate alınmadı, alımlar devam etti ve kur her seferinde tekrar yükseldi. TCMB her müdahalesinde “kurdaki yükselmenin piyasanın normal işleyişine aykırı” olduğunu belirtmesine rağmen yükseldi.

Bir kaos ortamı ortaya çıkarıldı. İlginç bir biçimde ve normal olmayan bir döviz talebi doğarak kur piyasa koşullarının üzerinde bir noktaya her geçen gün çıkmaya devam etti.

Peki, Piyasa aktörleri vb. unsurlar ile oluşturulan kaos ortamının peşine takılan yatırımcılar ne zaman çark etti?

Sn. Cumhurbaşkanı’nın açıklamasıyla...

Peki, bu açıklama neden geldi?

Şu sebeplerle...

İnsanlar neden döviz talep eder? Ticaret yapıyordur, ithalat ve ihracat yapıyordur yani döviz ihtiyacı vardır ondan dolayı döviz talep eder. Bir de bu işi profesyonel olarak yapıp kurdaki yükseliş ve düşüşleri fırsat bilip bu süreçten para kazanmaya çalışanlar döviz talep eder. Başka? Küçük yatırımcılar. Üç beş kuruş birikimini korumak amaçlı döviz talep eder. Başka? Bir de manipülasyon amaçlı döviz talep edenler vardır. Bunlar piyasada kaos, panik ortamı oluşturarak diğer döviz talep eden kesimlerin sırtından paralarına para katmak için döviz talep ederler. Manipülasyon amaçlı talep edenler ile kurdaki yükselişi kendilerine siyasi rant üretme fırsatı olarak görenlerin birleştiği bir süreç yaşadık. Politika yapıcı; faiz artışı yapmayacağını bir tek t-shirt’ünün üstüne yazmamıştı. TCMB her müdahalesinde (5 kez) “Reel Bir Döviz Talebi” olmadığına dikkat çekmişti. Fakat vatandaşların bir kısmı maalesef bu döviz goygoycularının trenine binmeyi tercih etti. Öyle ki kaos sevicilerin trenine yalnızca kendileri binmekle kalmadılar evlerini, arabalarını ve tüm birikimlerini de bindirdiler.

Sn. Cumhurbaşkanı’nın açıklamasıyla bu rüya sona erdi. Dövizi bu güzel memleketin yok oluş aracı haline getirmek isteyenlerin hayalleri suya düştü.

Sonrası malum...

3 ay, 6 ay veya 1 yıl vadeli Türk lirası mevduat hesabında kal. Vade sonunda getirin dövizdeki artış kaynaklı getiriden az ise aradaki farkı al. Bu yöntemle devlet döviz kuru yükselişi kaynaklı kayba uğrayacak olanların riskini üstlenmiş oldu. Bu yöntemin hayata geçirilmesiyle devlet bir anlamda dövizdeki yükselişin ciddi bir kısmının köpük artış olduğunu net bir biçimde göstermiş oldu.

Demek ki faiz artırımı dışında bir yol ile de gerçek ihtiyacın dışındaki döviz talebinin önüne geçilebiliyormuş...

Bu aynı zamanda kurda stablizasyonu sağlayan bir uygulama. Türkiye gibi üretken, yatırım açısından cazip bir ülke ekonomisi için en önemli şey bu. Yani kurun X olması ile Y olmasından çok önemli olan belirli bir bant arasında dalgalanması...

Böylece hem üretici hem de yatırımcı risklerini ölçülebilir hale getiriyor ve projelerini daha rahat yaparak hareket edebiliyor.

İlk durumda yapılan hatalar zinciri devam edecek gibi duruyor!

1 kere girersen bir daha hakkın yok giremiyorsun. Kesinlikle yanıltıcı bilgi...

1 ay vadeli yok dolayısıyla bu sistem çalışmaz.

Arkadaşlar amaç zaten oynaklığı azaltmak... Siz neden bahsediyorsunuz. 1 aylık olmaması kurgulanan sistemin işleyişine uygun değil zaten.

Bir de facialar var tabi. Köpürte köpürte ait oldukları mekanizmalara siyasi rant devşirmeye çalışanların; küçük yatırımcı diyebileceğimiz insanlara kaybettirdikleri yetmiyormuş gibi ‘efendim dolar çok düştü bu tam bir alım fırsatıdır’ dediler... Yazık...

Son olarak enflasyona dikkat çekmek istiyorum.

Maliyet enflasyonu zaten küresel problemler nedeniyle tırmanmış durumda. Önümüzdeki yıl asgari ücret, emekli ve memur maaş zamları da gelecek. Bu da ciddi bir talep enflasyonu oluşturabilir. Son olarak da enflasyon köpükçüleri var. Bunlar da küresel arz talep şokları ile dövizdeki oynaklığı bahane ederek fiyatları şişirenlerin oluşturduğu enflasyon var.

Arz ve talep enflasyonu oluşturabilecek unsurların alt kurulumları dikkatle çalışılmalı ve önüne geçilmeli. Aynı zamanda etiketleri indirmekte gönülsüz davrananlara karşı yaptırımlar da çeşitlendirilmelidir.

Türkiye katma değerli üretime dönük hamlesiyle, ARGE ve inovasyon perspektifinde kendi geleceğine kendi koşacağı bir yola girmiş durumda. Bu yol dikenli... Ama imkânsız değil. Toplumun tüm kesimlerini ülkemizin hedeflerine katkı koymaya davet ediyorum.

Yeni dünya düzeninin yükselen gücü Türkiye olacak.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.