Garip gurebaya günde 1 köfte!

Türk Kızılay Bursa Şubesi, Kurban Bayramı öncesi hayırseverlere kendisi hatırlatmak üzere basın toplantısı düzenledi.

Şubenin başkanı Prof. Dr. Murat Tutanç, ekibiyle birlikte basının karşısına çıktı.

Toplantıda yurt içi kurban bedelinin 2 bin 475, yurt dışı ise bin 475 olduğu açıklandı. (Diyanet yurt içi 2 bin 250, yurt dışı bin 800 lira açıklamıştı. Bu fiyatlara kurban nerede satılıyor merak konusu!)

Tutanç, Bursa’da toplam 15 bin kişiye sürekli yardım yaptıkları duyururken bu sayının her yıl yüzde 10-15 arasında değişen oranda arttığını söyledi ve Bursa’nın her ilçesinde yardıma muhtaç insanlar olduğunu da sözlerine ekledi.

Tutanç, Türk Kızılay Bursa Şubesi’nin geçen yıl 811 kurban vekâleti aldığını ve bunlardan elde edilen 3 ton etin herkese dağıtıldığını ifade etti.

Bu etler, kıyma ve kuşbaşı formunda 800 gramlık konserve halinde 2 aylık olarak dağıtılıyor.

3 ton eti, 15 bine böldüğünüzde kişi başı 200 gram ediyor.

Yani fakir fukara, garip gurebaya düşen et miktarı, kişi başı aylık 100 gram!

Bu denklemden hareketle yönelttiğim soruya; Tutanç; açıklamasını, etlerin herkese değil bazılarına verildiği şeklinde düzeltti.

Tutanç, ihtiyaç sahiplerini 4 kategoriye ayırdıklarını ve kimilerine kılık kıyafet, kimilerine nakdi, kimilerine de yiyecek yardımında bulunduklarını belirtti.

Bu açıklama, aslında ihtiyaç sahiplerinin tamamına et dağıtılamadığını gösteriyor. Yani kılık kıyafeti olmayan birinin ya da nakdi yardıma muhtaç olanın alacağı ilk şey et olur mu bilinmez! Fakat bu tablo, ortaya koyuyor ki Bursa’da et girmeyen binlerce mutfak var!

En iyimser rakamla 5 bin kişiye et dağıtıldı desek kişi başı, 600 gram et eder. 2 aylık dağıtıldığına göre kişi başı aylık et, 300 gramda kalır. Günde 10 gram et!.. Yani günde bir köfte!

Oysa bazı beyler, köpeklerine günde bir kilo et yediriyor… Bazı beylerin sofralarından günde tonlarca et çöpe gidiyor…

Müslüman Türk toplumunda israf had safhada iken yoksulluğun her geçen gün artması can yakıyor. Daha acısı ise paylaşma, birlik ve beraberlik gibi kavram ve duyguların istismar edilmesidir.

‘Güzel Ahlak’ın simgesi Hz. Peygamberimiz, ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ demiş.

Belli ki birileri, bu komşuluğu villalar ve sitelerle sınırlamış!.. Fetvayı kim vermiş acaba?

Nasılsa oralarda herkes tok!.. Rahat uyuyabilirsiniz efendiler!..

Belki birileri ‘Biz, bağışlarımızı başka kurumlara veriyoruz’ ya da ‘Kendimiz yardım ediyoruz’ cevabını verebilir. Veya ‘Türk Kızılay’ına güven konusu’ tartışılabilir.

Ama bu yanıtlar, göstermelik ve aldatmacadan ibarettir!

Bu ülkede ve şehirde FETÖ bile Türk Kızılay’ından daha fazla yardım (himmet) topluyordu! Bağış ve yardım alması yasak olan bazı dernek ve cemaatlerinde hâlâ topladığı konuşuluyor.

Hatta daha ileri gidelim bugün PKK’ya dahi daha fazla yardım gittiği iddia edilebilir! İspatı ülke genelinde terörün finansmanı için yapılan operasyonlardır.

Lafı uzatmayalım: 3 Milyon 150 bin nüfuslu şehirde Türk Kızılay’ı gibi tarihi öneme ve misyona sahip bir kuruluş, yalnızca 811 kişiden kurban vekâleti alıyorsa herkesin şapkayı önüne koyması gerek!