İMSİAD Başkanı’ndan kentsel dönüşüm çağrısı

Son günlerde Bursa’da art arda yaşanan 3.9, 4.2 ve 4.3 büyüklüğündeki depremler vatandaşlarda tedirginlik yaratırken, İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) Başkanı Şeref Demir’den önemli bir açıklama geldi.

Bursa’nın aktif fay hatları üzerinde bulunduğunu hatırlatan Demir, bilimsel verilerin bölgede büyük yıkımlara yol açabilecek bir depremin uzak olmadığını gösterdiğini ifade etti. “Bu tabloyu değiştirmek elimizdedir” diyen Demir, kentsel dönüşümün artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldiğini söyledi.

Olası büyük deprem felaketi

Demir, yaşanabilecek büyük bir depremin sadece yapıların değil, insanların ve ekonomik yapının da ciddi şekilde zarar göreceğini kaydetti. Binlerce binanın yıkılması, on binlerce can kaybı, yüz binlerce kişinin hem fiziksel hem psikolojik zarar görmesi, sanayi ve altyapının çökmesi ve büyük göç hareketlerinin yaşanabileceğini ifade etti.

Çözüm mümkün

Karamsar tabloya rağmen çözümün olduğunu vurgulayan Demir, “Yetkin mühendislik ve mimarlık hizmetleriyle inşa edilen, doğru malzeme ve sağlam zeminle desteklenen, etkin denetimle korunan yapılar yıkılmaz, can kaybı yaşanmaz. Bursa’nın kendi mimarı, mühendisi, müteahhidi ve sanayicisiyle bu dönüşümü gerçekleştirecek kapasitesi vardır” dedi.

Kentsel dönüşümün başarısında merkezi ve yerel yönetimlerin uyum içinde çalışmasının önemine işaret eden Demir, finansal teşvikler ve modellerle desteklenecek dönüşümün kritik rol oynayacağını belirtti. “Her vatandaşın güvenli ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı anayasal bir haktır. Devletin görevi bu hakkı sağlamak için gerekli adımları atmaktır” dedi.

İMSİAD’dan çağrı

Demir, İMSİAD olarak depreme dayanıklı, güvenli ve estetik yapılar üretmek için çalıştıklarını belirterek şu çağrıyı yaptı:

“Tüm yetkili kurumları, kamu yöneticilerini, yerel yönetimleri ve vatandaşlarımızı kentsel dönüşüm konusunda daha fazla sorumluluk almaya, irade göstermeye ve harekete geçmeye davet ediyoruz. Bu süreci sadece bir zorunluluk değil, toplumsal bir sorumluluk olarak görmek zorundayız.”