banner52

KOBİ OSB’de süreç hızlandırılmalı!

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Kimya Konseyi Başkanı İlker Duran, KOBİ OSB’nin önemi vurgu yaparak “Kimya sektörünün çok acil yer ihtiyacı var. BTSO, KOBİ OSB için üzerine düşeni yaptı yapmaya da devam ediyor. Hükümet de ön açıcı olmalı. Süreç hızlandırılmalı. İhracata dayalı ekonomi modeli diyorsak KOBİ OSB, bu hedeflere büyük katkı sağlar” değerlendirmesinde bulundu.

ÖZEL HABER 04.01.2022, 05:00 03.01.2022, 23:57
KOBİ OSB’de süreç hızlandırılmalı!

Haber: N. Nuri Yavuz

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Bursa’nın kimya ihracatı geçen yıl dikkat çeken bir ivme kazandı. 2019 yılında 488 milyon dolar seviyesinde olan Bursa’nın kimya ihracatı, 2020 yılında yüzde 5’lik bir kayıpla 460 milyon dolar dolaylarında kalırken 2021’de yüzde 50’nin üzerinde bir artışla 700 milyon dolara ulaştı. Bu yıl 1 milyar dolar düzeyine çıkacağı öngörülen kimya ihracatı, BTSO Kimya Konseyi Başkanı İlker Duran ile konuştuk. Aynı zamanda BTSO meclis üyeleriyle yaptığımız röportajlar kapsamında da görüştüğümüz Duran, BTSO hakkında da özel açıklamalarda bulundu.

  • Kimya ihracatında yakalanan artış hakkında ne düşünüyorsunuz?

İhracatta ülke genelinde 250 milyar dolar seviyeleri görüldü. Bundan Bursa da kimya sektörü de payını alıyor. Bu artış, bizim öngördüğümüz bir gelişmedir. BTSO çatısı altında ikinci kimya Ur-Ge’mizi kurduk. Şuanda aktif çalışıyor. İlk Ur-Ge’de 20’ye yakın firma vardı. Çok başarılı 3 yıllık bir çalışma dönemi oldu. Şimdi ikinci Ur-Ge’de çok daha fazla 50’ye yakın firma var. Ki bunlar ihracata da yansıyor. 2022 ile ilgili çok ciddi hedeflerimiz var.

  • Nedir hedefleriniz?

Yurtdışından alım heyetleri getirmek istiyoruz. Yine 1 yıl içinde 6’ya yakın ülkeyiz ziyaret planlıyoruz. Bir fuar organizasyonu yapmayı arzuluyoruz. Biliyorsunuz 16 makro proje içinde konseyler vardı. Bu da çok önemli bir yapıdır. Kimya konseyimizde de ihracatı destekleyecek bir yöntem içerisindeyiz. Sektör olarak 2022’den ümitliyiz.

  • İhracatı daha nitelikli kılmak açısından ne yapılmalı?

Üniversite-sanayi iş birliğine en fazla ihtiyaç duyulan sektörlerin başında kimya geliyor. Çünkü çok girift ve Ar-Ge’ye dayalı bir sektör. İhracat rakamlarının artması önemli ama daha önemlisi Ar-Ge’ye dayalı nitelikli ihracat. Yani kilogram başı ihracat fiyatını çok daha yukarlara çekebilmek için Ar-Ge güçlü olmalı. Sektörde orta ve küçük ölçekli firmalar daha çok. Bunların kendi imkânlarıyla yapabilecekleri çok sınırlı olduğu için üniversiteleri devreye almak gerekiyor. Biz de bunu yaptık. Hem Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) hem de Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) kimya bölümleriyle yoğun bir çalışma içerisindeyiz.  Ur-Ge projeleri ve konsey yapılarımızda üniversiteden hocalarımıza aktif bir rol veriyoruz. Sektör için ihracatta bir diğer önemli konu da test ve analizlerdir. Çünkü gerek medikal gerek diğer ara ürünler nitelikli olduğu için yurtdışından test ve analizleri isteniyor. Bu talebe karşılık verebilmek için de laboratuvarlara da ihtiyaç var. TÜBİTAK BUTAL’da çok güzel test ve analiz cihazları var. Biz bununla da yetinmedik üniversiteleri devreye soktuk. BUÜ şuanda test ve analiz yapıyor.  Akredite olan testler de var akredite alacaklar da var. BTÜ’de de çok gelişmiş teknik donanım ve deneyimli akademisyenler var. Yani kimyada ihracat için yoğun çalışmalar yaptık.

  • Ur-Ge yeni ihracatçı firma kazandırdı mı?

Daha önce hiç ihracat yapmamış firmalar vardı. Biz yaptığımız çalışmalarla ihracat potansiyeli olan firmalara özgüven sağlamak ve süreçlerin zor olmadığını ortaya koymak için çalıştık. O dönemde kimya Ur-Ge’mizde 8-9 firmaya ilk defa ihracat yaptırdık. İlk defa yurtdışına mal satmaya gelenler oldu. Şimdi ‘ihracatın bu kadar kolay olduğunu bilmiyorduk’ diyorlar.

  • Bursa’da sektörün büyüklüğünü nasıl resmedersiniz?

Kimya komitemizde yaklaşık 500’e yakın firma var. Tekstil kimyasallarından tutun kozmetiğe kadar, gıda, makine, yapı, medikal kimyasalları üreticileri var. Ara mamul de ürün de üretenler var. Bursa’da kimya sektörünün ülke genelini yansıtan bir yapısı var.

  • Kimya açısından ithal bağımlılığı bir sorun olarak ortada bu konuda ne düşünüyorsunuz?

En büyük sıkıntımız cari açığa yaptığımız olumsuz etkidir. İhracat yapan firmalar bu açığı kapatmak için mücadele ediyor. Örneğin ben kozmetik sektöründeyim ve hammaddelerin yüzde 99’u ithal. Ama ben de o hammaddeyi işleyip katma değerli hale getirip ihracat yapıyorum. Bizim, bu dışardan gelen ürünler için yerli ve millileşme açısından yüzde kaçı üretebiliriz diye kafa yormamız gerekiyor. Bunu hükümet de bakanlık da biliyor. Hatta bununla ilgili çok özel teşvikler de uygulandı. Biz de ithal edilen ürünlerin listesini bakanlıktan temin ederek bir çalışma yaptık. Bakanlığın da bununla ilgili bir çalışması varmış onlar da birisini görevlendirmişti.

  • İthal ürünleri millileştirmek açısından sizce eksiğimiz nedir?

Aslında Türkiye’de kimyayla ilgili yağ da şeker de un da var. Önemli olan bir ürün yapabilmek. Daha önce akademisyenler de sanayiciler de birbirinden uzaktı. BTSO içerisinde kurulan konseyler akademisyen sanayici buluşması yani üniversite sanayi iş birliğine ciddi ivme kazandırdı. Ki konseylerde görev almak üniversite hocalarına da motivasyon oldu. Sanayici için de akademisyenlerle doğru bir iletişim kurmasına vesile oldu. Kimya özelinde ithal ürünlerin yerlileşmesi açısından başta girişimcilere iş düşüyor. Çünkü ticareti bilen, riskli alabilen sanayici ve girişimcilerdir. Akademisyenler tek başına bunu yapamaz. İşin merkezinde sanayici ve girişimciye büyük iş düşüyor. Ki piyasanın rekabet koşulları da insanları yavaş yavaş bu sürece zorluyor. Çünkü belli bir doygunluk var ve bu daha inovatif ürünler arayışını doğuruyor. 

  • Sektörün iş gücü profili hakkında bilgi verir misiniz?

Kimya sektörü sermayeye dayalıdır. İşgücü açısından da nitelikli eleman istihdam ediyor.

  • Nitelikli eleman sorunu yaşıyor musunuz?

Ciddi bir potansiyel var. BUÜ’deki yüksekokulda ve meslek liselerinde kimya bölümünün geliştirilmesi için çalışmalar yaptık. Üniversitelerle temas halindeyiz ve öğrencilerin staj taleplerini mümkün olduğu kadar hemen karşılamaya çalışıyoruz.  Kimya, kendi içinde çok kapsayıcı ve ayrıca bütün sektörlerin de ihtiyaç duyduğu bir sektördür. Sadece kimyada değil farklı sektörlerde de kimyasal kullanıldığı için kimyacı çalıştırılması önemli kazanımlar sağlar. Bununla ilgili etrafımda çok sayıda yaşanmış örnek var. Örneğin bir makine sektöründe kullanılan kimyasallar açısından istihdam edilecek bir kimyacı hem ürün kalitesinde hem de maliyetler açısından çok önemli kazanımlar sağlar. Yani kimyacı dediğimiz nitelikli elemana sadece bizim sektörün değil tümünün ihtiyacı var.

  • Salgın döneminde dezenfektan, kolonya gibi ürünlere yoğun talep oldu. Bu sürecin etkilerini nasıl yorumlarsınız?

Salgın olağanüstü bir süreç yaşandı. Tedarik ve hammadde fiyatlarında oynaklık sorunları yaşandı. Hammaddelerde dışarıya bağlı olduğumuz için rekabet koşulları dolayısıyla ürün alımında sorunlar oldu. Yine de salgın sürecinin sektörümüze olumlu etkisi oldu. Kapanmalardan etkilenmedik. Yine BTSO’nun bize ciddi destekleri oldu. Özellikle Başkan İbrahim Burkay çok gayret gösterdi ve bizim alkol, ambalaj gibi sıkıntılarımızda ürünlerin temini için sanki sektörde bir üretici gibi bize önderlik etti. Biz aynı zamanda ihracatın yanında halkın ihtiyacını da karşılamaya çalıştık ki hala da buna devam ediyoruz. Sektör, bu anlamda iyi bir sınav verdi. Fiyat artışı ve fırsatçılık gibi bir sürü şeyler duyduk sektörümüzde bunlar hiç yaşanmadı. Bu konuda da sektördeki tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

  • Salgınla birlikte daha önce olmayan bir nihai ürün ortaya çıktı mı? Ya da mevcut ürünlere etkisi ne oldu?

Denemeler oldu. Ama kalıcı bir ürün çıkmadı. Fakat mevcut ürünlerin sunumlarında yenilikler oldu. Tabi bu süreç ürünlerin satışını artırdı. Şimdi ABD’den bile kolonya soruyorlar. Ana yurdu Almanya olmasına rağmen bugün dünyada kolonya denince akla Türkiye geliyor. Salgından önce kolonyayı dünyaya anlatamıyorduk. Parfüm değil losyon değil. İnsanlar ne olduğunu anlamıyordu ama salgınla birlikte artık her yerde kullanılıyor. Bu süreç, yeni bir üründen ziyade mevcut bir ürünün daha öne çıkmasına katkı sağladı.

  • Biraz da BTSO hakkında açıklama almak isterim. Bir önceki yönetimde görev aldınız. O dönemde yaptıklarınızı biraz özetler misiniz?

Hakikaten biz, geçen dönem İbrahim Burkay başkanlığında çok önemli işler yaptık. Bunu önceki dönemlerde bir şey yapılmadı anlamında söylemiyorum. Ki Celal Sönmez Başkan döneminde de meclis üyesiydim. Celal bey de gerçekten önemli işler yaptı ama tabi ki değişim ve dönüşüm her zaman faydalıdır. Zaten kendisi de bizim o günkü yönetime karşı aday olmadı ve projelerimize olumlu baktı. Bize de uzak değildi. O dönemde İbrahim başkanın görevlendirmesiyle 3-4 projede görev aldım. Mesela bunlardan biri; 10 yıl önce bor ile ilgili çalışma yaptık ve bor komisyonu kurduk. Türkiye’deki bor madeninin bulunduğu yerlerdeki ticaret ve sanayi odalarını bu komisyona davet ettik, rutin toplantılar yaptık. Boren’i, Eti Maden’i bu komisyonun içine dâhil ettik. Komisyon olarak tesisleri ziyaret ettik. O tarihte bor madeninin ne kadar önemli olduğunu ifade ettik. O süreçle birlikte birçok sanayicinin üretiminde bor kullanmasına vesile olduk. Yine MESYEB projesinde aktif görev aldım. O da önemli bir vizyondu ve bugün çok iyi bir noktaya geldi, şuan Türkiye’ye hizmet ediyor. Mesela GUHEM, proje sürecinin başından itibaren görev aldım. Şimdi sonuçlandı. O tarihte yapılan işlere baktığımda Türkiye’nin bugün geldiği noktayı çok daha önce gördüğümüzü düşünüyorum. Şuan mesela TEKNOFEST var biz, aynı organizasyonu 7-8 yıl önce Yunuseli’nde gerçekleştirmiştik. Bu noktada tabi İbrahim başkan vizyonu olan bir insan. Mesela o günlerde ilk Ur-Ge’yi savunma sanayi üzerine kurduk. Sonra bir seçim daha oldu. İbrahim Başkan yine rakipsiz olarak aday oldu. Daha öncesinde seçim süreci için yaptığımız ziyaretlerde üyelerden ‘BTSO ne işe yarar’ gibi laflar duyuyorduk. O seçimlerde artık bu kanaat değişmişti ve insanlar ‘Biz bu projelerde nasıl yer alabiliriz?’ demeye başladı.

  • Bu yönetimde neden yer almadınız? Özel bir nedeni var mı?

Yok. Bu dönemde görev almadım. Halkı olarak değişim ve dönüşüm olacak. Kendi aramızda herhangi bir olumsuzluk yok. Ben, bir tek yönetimde görev almadım. Şuan Kimya Konseyi başkanlığını yapıyorum. TOBB’da delegeyim; Bursa’yı temsil ediyorum. MESYEB’deki görev dolayısıyla TÜRKAK’ta danışma kurulu üyesiyim; BTSO’yu temsil ediyorum. Kayapa OSB’de başkan yardımcısı olarak BTSO’yu temsil ediyorum.

  • Peki, mevcut yönetim hakkında ne düşünüyorsunuz? Başarılı buluyor musunuz?

Yönetimdeki isimlerin hepsi de bizim arkadaşlarımız ve iletişimimiz sürüyor. Yönetimde birbirinden kıymetli arkadaşlarımız var. Ki kolay bir iş değil, işinden fedakârlık yaparak Bursa için mesai harcıyorlar.

  • Bu dönemli ile sizin döneminizi kıyaslarsanız nasıl bir fark var?

Bu dönem biraz daha avantajlı çünkü en başta sistemi oturtmak için biraz sıkıntı çektik. Tabi başta İbrahim Başkan, tüm sorumluluk ondaydı. Biz de onun verdiği görevleri yerine getirdik. Sistemi kurana kadar bayağı yorulduk. BTSO’da şuanda farklı bir kültür oluştu. Yine belirteyim eskiden yoktu anlamında değil bugünün şartlarına göre böyle bir kültür ortaya çıktı belki önümüzdeki süreçte daha farklı bir gelişme olacak. Şimdiki ekonomi modeli ihracata dayalı diyoruz biz, 10 yıl öncesinden bunun mücadelesini vermeye başlamıştık. Bugün geldiğimiz noktada bunun ne kadar önemli olduğunu gördük. İbrahim Başkanın ifade ettiği bir motto var biliyorsunuz; ‘Bursa büyürse Türkiye büyür’ hakikaten de öyle. İbrahim Başkan o tarihlerde ‘Artık dünyada ülkeler değil şehirler yarışıyor’ derdi. Bu çok önemlidir. Biz de hep bu perspektiften baktık; birincisi ihracat ikincisi de Bursa’yı yarışan bir şehir haline getirmek. Bununla ilgili akil insanları birleştirici bir rol üstlenmeye çalıştık. Bugün de bakıyorsunuz gerçekten şehirler öne çıkıyor.

  • Gelecek dönem için bir düşünceniz var mı?

Bursa’nın da durmak gibi bir lüksü yok. Bu işin merkezinde de BTSO var. Gerçekten İbrahim başkan da o bilinçle çalışıyor. Bir vizyon var ve bunun en önemli göstergesi de TEKNOSAB. Önümüzdeki dönem gerçekten stratejik. Bursa için BTSO’nun sorumluluğu daha da artıyor. Gelecek dönemde de İbrahim başkanın yine sürece liderlik etmesi gerektiğini düşünüyorum.

  • Kendinize dair planınız nedir?

Bilenler bilir; illa şurada burada olayım diye bir hırsım yok. Yapabileceğimiz bir görev verilirse üstleniriz. BTSO’da da çok sayıda görev aldım. Hiçbirini de talep etmedim. Üstesinden gelebileceğim her göreve de evet dedim. Benim için ekip çok önemlidir. İbrahim Başkan da ekip kurma başarısına sahip BTSO için önemli bir değer olduğunu düşünüyorum.

  • Bursa’nın bir sanayi alanı ihtiyacı olduğunu düşünüyor musunuz? Bu bağlamda KOBİ OSB hakkındaki değerlendirmeniz nedir?

İhracat odaklı ekonomi modeli ile ilgili çalışmalar ve Bursa’nın bir performansı var. 500 milyar dolar hedefi için Bursa kritik bir rol üstleniyor. Dolayısıyla hükümetin, idarecilerin Bursa’dan gelen taleplere çok daha fazla önem vermeleri gerekiyor. Bursa’nın bir sıkıntısı varsa bunu çözmek en çok onların faydasına oluyor. Bursa’nın sanayi alanı ihtiyacı var.

  • Sektörünüzde durum nedir?

Kimya sektörünün çok acil OSB’ye ihtiyacı var. Şuan bir villa arsasından daha pahalıya bir sanayi arsası almakla karşı karşıyayız. Metrekaresi 700-800 dolarlardan bahsediyorlar. BTSO’nun bu konuda çok ciddi mücadele verdiğini biliyorum. Ama artık yetkililerin buna bir çözüm bulması gerekiyor. Kime gitsem herkeste bir yer sıkıntısı var. BTSO’nun bu noktada en dikkat çeken çalışmalarından biri de KOBİ OSB. Bununla ilgili talepler toplandı. Ve çok ciddi bir gayret var ama buna hepimizin destek olması lazım. Özelikle de hükümetin bu konuya bizden daha çok eğilmesi gerekiyor. Önümüzü açmaları lazım. Eğer bizim ihracatta belli bir hedefimiz varsa bu konu, faizlerden daha önemlidir. İhracata dayalı ekonomi modeli diyoruz ama bu yer konusu ihracatın önünde bir engel. Ki ihracatta Bursa’nın rolü ortada ama bu konuda en fazla sıkıntısı olan da Bursa. Bunu çözmek lazım. Devlet, mutlaka bu işe el atmalı ve önünü açmalı. BTSO mücadele ediyor. BTSO, devlet ne diyorsa yaptı yine de yapmaya hazır. Bizim tek sığınağımız orası; halden anlayan bir başkan ve yönetim var. Küçük ve orta ölçekli firmaların yer sıkıntısı var dedik. O zaman ben de vardım yönetimde. Hemen bir çalışma yapıldı ve KOBİ OSB formülünde güzel bir proje geliştirdik. Sektörleri belirledik, bakanlıkla konuştuk. Talep formuna kadar her şeyini hazırladık. İnanılmayacak bir taleple karşılaştık. Ama şuan geldiğimiz noktada KOBİ OSB sürecinin biran önce hızlandırılması gerekiyor. KOBİ OSB ihracat hedeflerine katkı sağlar.

  • Peki, sizce KOBİ OSB neye takıldı?

Teknik birçok konu var. Ama ben sonuca bakıyorum. BTSO istenilen her şeyi yaptı. Somut bir neden var mı yok. Düşünün bugün Bursa’nın toplam alanının yüzde 1-2’sini sanayi kullanıyor. İbrahim Başkan bunu hesaplattı. Bu kadar alanla Bursa, ihracatta ikinci.

  • Anladığım kadarıyla siz BTSO üzerine düşeni yaptı kamu gereken çabayı göstermedi kanaatindesiniz. Öyle mi?

Onlar da yapıyordur. Ama bu projeyi 5 yıldan beri dillendiriyoruz. Bunun şimdiye kadar bitmiş olması lazımdı. Bu sesin duyulması gerekiyor. Kimya sektörünün çok acil planlanmış, altyapısı oluşturulmuş bir alana ihtiyacı var. Şuanda KOBİ OSB için 100’den fazla talep var. Şuan talep alınsa 200’ü de geçer. KOBİ OSB çok güzel bir fikirdir. Ki potansiyel var. Firmalar yer yok diye feryat ediyor. OSB’lerde boş yer var deniyor ama o yerlerin kaç para olduğunu biliyorlar mı? Oraları makul fiyata sun bakalım boş kalıyor mu? Boş olmasının nedeni fiyatların pahalılığıdır.

  • Tabi bu konu tartışmalı. Sanayi alanı talebi var ama Bursa’nın bir de çevre sorunları var. Bu konuda neler söylersiniz?

Çevre sorunlarına yok demiyorum. Bunların çözümü belli. Biz, neden sanayiye artıma ve baca zorunluluğu koyuyorsun veya denetim yapıp ceza kesiyorsun demiyoruz. Çevreyi kirleteni gerekiyorsa kapat. Ama bu sanayicinin yer sorununa bir mazeret değil. Bu şehir, bizim. Toprağına da havasına da suyuna da sahip çıkmalıyız. Ama herkesin üzerine düşen görevler var.

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 04:28
Güneş 06:03
Öğle 13:07
İkindi 16:54
Akşam 20:00
Yatsı 21:29
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14