bursagorus.com.tr
2022-03-29 08:51:13

Batı Dünyasının Oligark Servetleri İle İmtihanı

Sedat Yalçın

29 Mart 2022, 08:51

Önce Oligark kelimesinden başlayalım. Efendim kökeni Oligarşi’den geliyor. Yani “azınlık iktidarı” içinden çıkan aşırı zengin bir gruptan bahsediyoruz. Bu grup üyelerinin ortak özellikleri bulundukları ülkenin (örneğimizde Rusya) lider kadrosu ile çok yakın çocukluk ya da okul arkadaşı olmaları veya ortak bir geçmişlerinin bulunması. Genellikle düşük ya da orta düzeyde eğitimli olmaları ve şeffaf olmayan finansal işlerde son derece cesur olmaları. ABD, Britanya, İsrail ve Portekiz gibi ülkelerden vatandaşlık almış olmaları da yine ortak özelliklerinden. Atanmış zenginler olarak da tanımlanan bu oligark’ların şüpheli ilişkileri ve sorgulanamaz ayrıcalıkları dikkat çekiyor. Son günlerde kamuoyunun yakından izlediği dünyaca ünlü İngiliz Chelsea futbol takımının sahibi Rus Abramoviç bunlardan sadece bir tanesi.

Dünya kamuoyu onların jet sosyete yaşamlarının magazin sayfalarını izlerken, okuyucularımızın konunun başka bir boyutuyla da bilgilenmelerinin doğru olacağına inandım. O zaman başlayalım.

PERESTROİKA VE GLASNOST YANLIŞ MI ANLAŞILDI?

Gorbaçov, 15 Mart 1990 tarihinde Sovyetler Birliği Cumhurbaşkanı olarak göreve geldiğinde, açıkladığı devrim niteliğindeki Perestroika (yeniden yapılanma) ve Glasnost (açıklık) politikaları ile soğuk savaş sona erdi. Reformlar başladı, ancak Sovyetler Birliğinin dağılması ile yeniden yapılandırma ve şeffaf devlet kurma misyonu, devamı olan Rusya Federasyonu’na kaldı. Ancak sonradan gelen liderler ekonomide dünya ile belirli bir uyumu sağlamada mesafe alırken, demokrasi, insan hakları ve kamuda şeffaflık konularında aynı başarıyı gösteremediler. Örneğin son lider Putin döneminde ülke içi muhalefet tamamen etkisizleştirildi. Dünya ile ilişkiler enerji, nükleer denge ve genişleme politikaları düzleminde ilerledi. Ekonomik anlamda daha önce Komünist dönemde kamunun elinde bulunan madenler, fabrikalar ve çeşitli büyük işletmeler büyük bir özelleştirme sürecine tabi tutuldu. Tabii ki özelleştirme işlemleri rekabet ortamında ve şeffaf yapılmadığı için, tüm kamu işletmeleri çok uygun fiyatlarla el değiştirdi. Tahmin edebileceğiniz üzere özelleştirilen kamu şirketlerinin yeni sahipleri, devlet yöneticileri ile çok yakın ilişkileri olan ve artık oligark olarak adlandırılacak olan ayrıcalıklı gruba mensup iş adamları idi. Uygun şartlarda satın alınan kamu işletmeleri birkaç yıl içerisinde normal piyasa ekonomisi çerçevesinde çok büyük karlarla yeni ama bu kez gerçek sahiplerine satılıyordu. Şimdi ise bu satışlar karşılığı elde edilen ve milyarlarca dolara ulaşan özelleştirme kazançlarının daha güvenli limanlara park ettirilmesi gibi bir sorun vardı. Ne de olsa batı ülkelerinde hukuk devleti kuralları geçerliydi ve bu paraların kaynağı sorulabilir, ya da kara para olmadıklarının ispatlanması kendilerinden istenebilirdi. Kaldı ki sayıları yüzlerle ifade edilen bu yeni iş adamı grubunun göz kamaştıran büyük servetleri Rusya ‘da dahi otokratik yönetimin müdahalesine maruz kalabilirdi. Bu tür örneklerde yaşanmaya başlamıştı.

BATILI VERGİ CENNETLERİ OLİGARKLARI BEKLİYOR

Bu oligark iş adamlarının batılı bankacılık sisteminden istedikleri, servetlerinin sorgulanmayacağı bir ortam hazırlanması, şirketleri ya da oluşturdukları yatırım fonları üzerinden gayrimenkul vb. yatırımları yapabilmeleri, ayrıca da ailelerine huzurlu bir yaşam ortamı sunulması gibi konular idi. Londra, İsviçre, Lüksemburg, Güney Kıbrıs, Jersey, Bahamalar ve Cayman adaları gibi birçok ülke yıllardır bu taleplerine uygun ortamlar hazırladılar ve hizmet verdiler. ABD finans sistemi ise benzer kolaylıkları sağlayarak onlarca Oligark’a ev sahipliği yapmakta sakınca görmedi. Özellikle Londra’da çok sayıda Rus oligark’a hızlı vatandaşlık ve süresiz oturma izni gibi ayrıcalıklar tanındı. Londra’da görkemli pahalı mülklerin olduğu boş sokaklar Londongrad olarak anılmaya başlandı. Londra ve New York gibi şehirler oligark’ları sosyetenin merkezine yerleştirdiler. Bu düzenlemeler bir taraftan batılı ülke piyasalarına taze sermaye girişi yaratırken, diğer taraftan da Rusya’daki rejimin devamına ve güçlenmesine de zemin hazırladı.

Batılı finans kurumları oligark paraları ile büyük finansal hareketlilik yaşadılar. Piyasaların dengesi değişti. ABD, İngiltere ve bazı ülkeler cari açıklarının bir kısmını bu paralarla finanse ettiler. 30 yılın sonunda küresel finans sisteminde dolaşan kara para devasa boyutlara ulaştı. ABD Ulusal Ekonomi Bürosu-2017 raporu Rus oligarklar’ın sadece Britanya, BAE, Kıbrıs, İsviçre kıyı bankacılığı (Off-Shore) ülkelerindeki servetleri yaklaşık 800 milyar dolar civarında. Forbes Dergisinin her yıl yayınladığı milyarderler listesinde Rusya milyarderleri 5. Sırada ve bu kişilerin tamamı yurt dışında yaşıyor. Rusya ve benzeri ülkelerden batıya yönelen bu ciddi finansal hareketlilik Londra başta olmak üzere New York ve Vancouver merkezlerde yıkıcı gayrimenkul balonları oluşturdu ve borsaları yükseltti. Zenginleri daha da zenginleştirdi. Normal kazançları ile vergi veren vatandaşlara kötü örnek oluşturdular.

BATIYA TAŞINAN SERVETİN KARA PARA OLDUĞUNUN ANLAŞILMASI!

Ve Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Oligark iş adamlarından güç aldığı düşünülen Putin rejimine dönük yaptırımlardan bu kez Rus Oligark’lar da paylarını aldılar. Oligark avı başlatıldı. Yaptırım dozajını sürekli artıran batı ülkeleri çoğu Rus bankasını SWIFT finansal mesaj sisteminden ihraç ettiler. Rus Merkez Bankası’nın döviz varlıklarının önemli bir bölümünü dondurdular. Birçok Oligark iş adamının mal varlıkları donduruldu. Gayrimenkulleri ve yatlarına el konuldu. Tarih boyunca tarafsızlığı ile bilinen İsviçre dahi savaşta Ukrayna’dan yana tavır koyarak Rus varlıklarını dondurma kararı aldı. İngiltere Chelsea Futbol Kulübünün satışına müdahale etti. Bazı Rus işadamları İsviçre’deki hesaplarından yaklaşık 6 milyar doları kripto paraya çevirerek Birleşik Arap Emirliklerinden gayrimenkul alımında kullanmaları bir tepki olarak değerlendiriliyor. Yine tek kalemde 125.000 Bitcoin bozdurmak isteyen Rus yatırımcıya rastlandı.

Büyük resimde ne gözüküyor. Batı ülkeleri kaynağı çokta izah edilemeyen devasa oligark servetlerini ülkelerinin kıyısındaki off-shore bankacılığı sistemi üzerinden ekonomilerine dahil etmişler ve cari açıklarının finansmanında kullanmışlardır. Ekonomilerinin büyümesine büyük katkı üretmişlerdir. Şimdi ise bu Oligark iş adamlarını Rusya bağları nedeniyle sorgulayıp , servetlerine kara para muamelesi yapılabileceği izlenimi veriyorlar. İlginç değil mi? Kara paranın aklanması yeni mi yasaklandı acaba batı ülkelerinde diye sormadan edemiyor insan.

California Üniversitesinden Gabriel Zucman küresel mali servetin yüzde 8’inin (7,5 Trilyon Dolar) şu anda vergi cennetlerinde tutulduğunu tahmin ediyor. Bilindiği üzere kara para kaynaklarının büyük kısmı otokratik rejimler. Ayrıca Zucman’a göre Rusya’da hane halkı servetinin yüzde 52‘si denizaşırı hesaplarda tutuluyor. Görüldüğü üzere vergi cennetlerinin müşterileri giderek artıyor. Haksız kazançla sebepsiz zenginleşmeyi yasaklayan ve kara paranın aklanmasını suç sayan batı ülkelerinin yasaları, iş kendi ülke ekonomilerinin faydasına ise maalesef o yasaların geçerli olmadığı vergi cennetleri” formülü ile her türlü çözümü üretiyor. Bu silahı zamanı gelince de bugün olduğu gibi hesap sahiplerinin aleyhine tehdit olarak kullanabiliyor.

Rus Oligark’ların kendi ülke insanlarının refahını hukuksuz olarak taşıdıkları batı ülkelerinde yaşadıkları bu ibretlik tablo, belki onlara bundan sonraki yaşam tercihlerine dair yeni kararlar aldırabilir. Çünkü batı yakasında değişen bir şey yok.

Yorumlar (2)

Yalçın Ergemen 2 Yıl Önce

Rus oligarklarin Rusya dışında parasal örgütlenmelerinin altyapısı Batı tarafından( özellikle Londra bankerleri) oluşturulmuştur.(para her zi kontrollerinde olsun diye)

Engin Saban 2 Yıl Önce

Değerli başkanım çok güzel bir yazı olmuş kutluyorum

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.