bursagorus.com.tr
2022-01-04 05:00:00

İdeal ekonomi şartları bir günde oluşturulabilir mi?

Sedat Yalçın

04 Ocak 2022, 05:00

Ülkemizde 2021 yılının son çeyreğinde yaşanan ve çeşitli kurumların, STK’ların, bilim insanlarının, uzmanların ve siyasi çevrelerin derin görüş ayrılıklarını ifade ettikleri ekonomik gündem ile ilgili bizde geçen hafta bir durum tespiti mahiyetinde görüşlerimizi paylaşmıştık. Öncelikle şu hususu belirtmeliyim ki, bir ülke ekonomisini değerlendirirken konunun çok yönlü olduğu, sadece tek bir parametrede, olumlu ya da olumsuz yönde değişiklik göstermesi büyük resim hakkında kanaat belirtmek için yeterli olmayabilir. Ayrıca kurumların düzenleme yapma kapasiteleri ile alınan kararların zamanlamaları ile sonuçlarının mukayeseli olarak incelenmesi durumunda algılananın tam tersi popülist bazı yaklaşımlar ile de karşılaşabilirsiniz.

Ayrıca bir ekonomi de üretim, ihracat, istihdam yaratmanın örneğin sadece döviz kuru düzeyi değişikliği ile olamayacağını, ihracatçının yüksek kurdan değil, rekabetçi ve istikrarlı kuru tercih edeceğini belirtmek isterim. Bunun en güzel örneği ülkemizin 2003-2012 arası ihracatının düşük ama istikrarlı bir kur seviyesi ile 38 milyar dolarlardan 120 milyar dolarlara kadar artırılabilmesidir. Diğer yandan ekonomide döviz dengesini ifade eden Cari Denge, devletin gelir-gider durumunu belirten Bütçe Dengesi çok önemli belirleyiciler olmakla birlikte Kurumların öngörülebilir bir yaklaşımla hizmet üretebilmeleri başarılı bir ekonomi yönetimi için vazgeçilemez başlıklardır. Son dönemlerde üzerinde çok durulmamakla birlikte başarılı ve tabana yayılmış adaletli bir vergi sistemi uygulaması da Bütçenin borçla değil öz kaynaklarla finanse edilmesi imkanını verecektir. Bu belirttiğimiz çok önemli denge unsurlarında hepsinde olumlu ilerlemeler olsa dahi ekonomide istenilen sonuçlar alınamayabilir. Bunun nedeni GÜVEN faktörünün iç ve dış piyasalarda yeterince kabul görmüş olmamasıdır. Çünkü ekonomide güven oluşumu maalesef kısa sürelerde oluşamıyor. Bu konuda başarılı olmuş ülkelerin tamamı orta ve uzun vadeli planlamalarla, disiplinli ve liyakatli kadrolarla çalışarak ve de şeffaf uygulamalarla kurumlarını çalıştırarak ulaşmışlar.

***

İDEAL EKONOMİNİN GÜVEN PARAMETRELERİ

Almanya’dan başlayalım. Kişi başına düşen milli gelir 46.216 Dolar mertebesinde. İşsizlik oranı %5, Enflasyon oranı %5 ve Politika faiz oranı % sıfır.1,4 Trilyon Euro ihracat ve yaklaşık 200 milyar Euro Dış ticaret fazlası. Bu dış ticaret fazlası ve ayrıca yaklaşık 260 milyar Euro Cari fazlanın nasıl oluştuğunu merak ediyor isek rekabetçi kur kavramı yerine ileri teknoloji ağırlıklı ihracat, ar-ge ve inovasyon bütçeleri önümüze çıkıyor. Ayrıca bir gecede olamayacak başka göstergelerle karşılaşıyoruz. Genelde Koalisyon hükümetleri ile yönetilmelerine rağmen sistem istikrarsızlığa fırsat vermiyor. Bağımsız yargı ve hukuka uygun çalışan kurumlar her aşamada topluma güven veriyor. Ülkeye yatırım yapmak isteyen yabancı sermaye sahipleri kurumların evrensel hukuka uygun davranacakları konusunda gönül rahatlığı içerisindeler. Ülkede güçlü bir eğitim altyapısı ve sanayinin içinde yürütülen çok başarılı bir mesleki eğitim hikayesini görüyorsunuz. Kamu yönetiminde kararlar veriye dayalı, bilimsel uyumu olan, şeffaf uygulamalarla oluşuyor. Bürokrasi devletin liyakatli kişilerinden oluşuyor ve hükümetler değiştikçe onlar değişmiyorlar. Kamu ve özel sektörde Doktora yapmış yöneticilerin sayısı hızla artıyor ve 21. Yüzyılda gerekli olacak becerilere sahip nüfus oranını hızla yükseltiyorlar.

İnsani gelişme endekslerinde ülkelerini en üst sıralara taşımak için adeta yarış içerisindeler.

***

ÜLKE RİSK PUANLARI (CDS) YÖNETİM PERFORMANSI GÖSTERGESİ

Hollanda, İsveç, İngiltere, Fransa, Norveç ve Japonya gibi ülkelerde de benzer hikâyeler söz konusu. Ve bu ülke toplumları ile yöneticilerinin birlikte verdikleri uzun yıllar süren mücadelelerinin karşılığı olarak düşük faiz, düşük enflasyon ve yüksek kişi başına milli gelir rakamlarına ulaşabildiklerini görüyoruz. Ve ülke risk puanları ile de bu başarılarını taçlandırıyorlar. 22.12.2021 tarihi itibariyle ülkemizin risk puanı (CDS) 577,25 olarak gözükürken, bu oran Almanya’da 9, İngiltere’de 10,9, Hollanda’da 9,9 olarak dünya piyasalarında yer alabiliyor. Bu rakamların ülkemizin kullanacağı kaynakların maliyetini ne kadar artırabileceğini tahmin edebilirsiniz.

Buradan anlaşılıyor ki bir ülke ekonomisinde enflasyon ve faiz oranlarında kalıcı düşme eğiliminin gerçekleşmesi için tüm piyasalara ve topluma güven verecek devasa çalışmalara cesaretle girmek gerekiyor. Bu çalışmaların kısaltılmış adı YAPISAL REFORMLARdır. Bu reformların halkımıza iyi anlatılması ve ülke yöneticilerinin sadece parti programlarına yazarak değil, bu reformları samimiyetle uygulayacaklarına toplumu inandırmaları gerekiyor.

Bunun dışında günübirlik yapılan ekonomik uygulamaların geçici iyileştirmeler sağlayabileceğini ancak gerçeklerin Almanya örneğindeki zor reformları başarmaktan geçtiğini unutmayalım.

Sürdürülebilir bir kalkınma için bilimsel-teknolojik çalışmalar ve İnsani gelişim süreçleri, aynı zamanda kapsayıcı çalışma kültürüne sahip kurumlar ve hukuk mutlak şarttır. Bu tasarım politika üretebilme, karar alma ve uzlaşmazlıkları çözümleme kapasitemizi oluşturmak demektir. Ülkemiz ve milletimiz için kalıcı çözümlere odaklanmak, seçim popülizmi tuzaklarına düşmemek de ayrı bir görev olarak önümüzdedir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.