bursagorus.com.tr
2022-03-08 05:00:00

Savaş, Acı ve Hüzün: Endülüs-Ukrayna

Sedat Yalçın

08 Mart 2022, 05:00

Dünyanın ve Türkiye’nin gündeminde ne yazık ki yine insanlığın mağduriyeti ve insan emeğinin, birikimlerinin büyük tahribatına yol açan Ukrayna-Rusya savaşı var. Uluslararası hukuk, sivillerin korunması ve yasaklı silahların kullanılmaması gibi temel kurallar ve bu kuralları denetleyen uluslararası kurumlar yeterli düzeyde olumlu etki üretemiyor. Savaşın tarafı olan ülkelerden biri veya birkaçı hukuksuzluğu benimseyip sadece güce dayalı yayılmacı bir anlayış benimser ise ve de o ülkelerin iç demokratik yapıları bu hukuksuzluğu önleyecek mekanizmalara sahip değiller ise işte o zaman dünya güvende değil demektir. Aynen şu andaki nükleer silahlara sahip ülkeleri frenleyecek mekanizmaların bulunmadığı gibi. Batının elindeki ekonomik yaptırımların ise ne kadar işe yarayacağını zamanla göreceğiz.

***

ENDÜLÜS KENDİ DÖNEMİNDE TÜM AVRUPA’NIN ÖNÜNDE

Yaklaşık iki yıl önce planladığımız ancak pandemi nedeniyle ertelemek durumunda kaldığımız bir İspanya Endülüs gezi programımız vardı. Bu kez de Ukrayna krizine rastladı, ancak 5 günde tamamlayarak yurda döndük. Aslında şu anda Ukrayna da yaşananların bundan yaklaşık 700 yıl önce 1400’lü yıllarda İspanya’nın bugünkü adıyla Andalucia (Endülüs) bölgesinde daha ağırlarının yaşanmış olduğunu söylesem muhtemelen abartmamış olurum. Savaşlar Tarihi benzer binlerce kanlı olaylarla dolu maalesef. Önemli olan yaşananlardan ders çıkartmak ve yeni nesillere aynı acıları yaşatmamak.

Evet, anlaşılacağı üzere bugün sizleri tam 8 asır İslam medeniyetine ev sahipliği yapmış, başkenti Sevilla şehri olan ve Granada, Kordoba, Cadıs, Malaga, Haelva ve Rondo gibi şehirleri kapsayan Endülüs bölgesine götürmek istiyorum. Bölge bugün itibariyle çevresi ile birlikte 3 milyon civarında bir nüfusa ev sahipliği yapıyor. Sevilla’nın merkez nüfusu 800 bin civarında. Endülüs medeniyeti kaynaklı ciddi bir turizm hareketliliği söz konusu. Kültür turizmi çerçevesinde tüm dünyadan gelen turist grupları ağırlıklı olarak Kordoba Ulu Camii, Granada Elhamra sarayı, Sevilla Alkazar Camii, Expo alanı ve Yahudi mahalleleri, Büyük Nehir çevresi ile Cadıs ve Rondo şehirleri gezdiriliyor. Bu gezilerde ciddi bir tarih dersi niteliğinde Roma, Endülüs, Hristiyan krallıklar ve İber yarımadasında yaşanan yaklaşık 14 asırlık fetihler, darbeler, o bölgeye yapılan haçlı seferleri, işgaller, sürgünler, din değiştirmeler, soykırımlar, işkenceler ve engizisyon mahkemeleri gibi insanlık dışı olayların hikâyelerini büyük bir hüzünle dinliyorsunuz.

Tabii ki bizi ve tarihimizi ilgilendiren bölümlerde, zaman zaman hayret, gurur, üzüntü ve hüzün gibi duygulara kapılıyorsunuz anlatılanları dinlerken. Endülüs’te gördüklerim, dinlediklerim ve bugünden o dönemlere baktığımda neler hissettiklerimi kısa tespitler halinde sizlerle de paylaşmak isterim.

***

ENDÜLÜS’TE BİLİM, ADALET VE FARKLILIKLARA SAYGI İLE SEKİZ ASIR YÖNETEBİLMEK

1. İspanya İber yarımadasının Portekiz bölgesi dâhil zaman zaman nerede ise tamamına yakın büyüklükte bir coğrafya tam 800 yıla yakın bir süre 4 ayrı Endülüs Emevi Devleti tarafından yönetiliyor.711-1492 yılları arası. Selçuklu Devletinin 400 yıl, Osmanlı Devleti’nin ise 600 yıl tarih sahnesinde kalabildiğini düşünürseniz Endülüs Emevi İslam Devletinin bölgede sağladığı hâkimiyetin önemi daha iyi anlaşılabilir.

2. Kuzey Afrika’da bulunan ve Şam’daki Emevi Devletine bağlı emirliklerin oluşturduğu Berberi asıllı Komutan Tarık Bin Ziyad komutasındaki ordu Fas’tan boğazı geçerek İspanya kıyılarına çıkıyor ve uzun olmayan bir sürede çok önemli kasaba ve şehirleri ele geçiriyor. O dönemde Vizigot Krallığı yönetiminde büyük sıkıntılar yaşayan yerli halk dinlerine ve özel yaşamlarına müdahale etmeyen sadece islamı tebliğ etme iradesini gösteren Müslüman ordulara büyük ilgi gösteriyorlar ve gönüllü katılımlarla hızla Şam Emevi Devletine bağlı Valilikler oluşturuluyor. Müslüman yöneticiler Hristiyan Krallıklar gibi Roma medeniyetinden kalan eserleri tahrip etmemiş, aksine onlara sahip çıkarak özellikle mimaride, bilimde, felsefede ve diğer dallarda dikkat çeken ilerlemeler gösteriyorlar.

3. Endülüs’te 41 yıl süren Valiler döneminden sonra 756 yılında ilk Endülüs Emevi Devleti kuruluyor. Çeşitli aralıklarla ve farklı isimlerle Endülüs Emevi Devletleri 1238 yılına kadar devam ediyor. Bu süreçte Müslümanlar çok başarılı devlet yönetimi ve bilimsel uygulamalara imza atıyorlar. İlk cerrahi aletlerle ameliyat yapılması, Uçan makinalar ile tarihteki ilk uçuş denemeleri, İlk ecza kitabının hazırlanması, İlk göz hastalıkları tedavisi ve ilk gözlük kullanımı gibi uygulamalar Endülüs medeniyetinin sonuçlarının sadece bir kaçı olarak sayılıyor. Avrupa’da büyük saygı gören çok sayıda bilim insanı bu topraklarda yetişiyor. Batıya damga vuran İslam filozofu İbni Rüşt Kordoba’daki Felsefe çalışmaları ile ün yapıyor. Sosyolojinin kurucusu 14.yüzyıl düşünürlerinden İbni Haldun’un ailesi bu bölgeden Tunus’a göç ediyor. Endülüs Emevi Devleti bir bilim devleti olarak tüm Avrupa’da yükseliyor. Tüm dinlere mensup toplumlar birlikte huzur içerisinde yaşayabiliyorlar.

4. Endülüs Müslümanları İspanya’ya geldikleri tarihten kısa süre sonra İspanyol direnişçiler tarafından başlatılan ve onlarında 8 asır sürdürdüğü “Yeniden Fetih” hareketi anlamına gelen bir Reconquista direniş hareketi ile karşı karşıya kalmışlardır. Ta ki Müslüman yönetiminin sona erdiği 1491 yılına kadar bu mücadele devam ediyor. Yani Müslümanlar 8 asırlık oluşturdukları medeniyete rağmen kendilerini İspanya’nın yerli halkı olarak kabul ettiremiyorlar ve hüzünlü sona yaklaşılıyor.

5. Müslümanların 8 asırlık İspanya Endülüs medeniyetini sonlandırmaları ile sırasıyla şehirler Hristiyan krallıklara savaşsız teslim ediliyor. Son teslim edilen şehir muhteşem Elhamra Sarayının bulunduğu Granada şehri oluyor. Bu aşamadan sonra Müslümanlar için zor günler başlıyor. Ülke dışına sürgün, din değiştirme, engizisyon mahkemeleri üzerinden işkenceler ve aşağılanmalar birbirini takip ediyor. Baskılardan bunalan bir kısım Müslüman gruplar Kuzey Afrika’ya geçerek ”Fes” şehrini kuruyorlar. Müslümanlar ile birlikte büyük zulme uğrayan Sefarad Yahudileri Osmanlı Devleti tarafından başta Selanik ve İstanbul olmak üzere birçok şehre yerleştirildiler. Osmanlı aynı zamanda Endülüs’ten kurtarabildiği Müslüman ahaliyi de Fas, Tunus, Libya, Cezayir başta olmak üzere birçok Osmanlı şehirlerinde iskân etti. İspanya’da kalıp Hristiyanlığa geçmeye mecbur kalan Endülüs Müslümanlarına kırmızı elbise ile dolaşmalarını mecbur tutarak aşağılanmalarını devam ettirdiler. 1609 yılında İspanya da Müslümanların tamamen ülkeden kovulma kararı çıktı.

İSPANYA DEVLETİ ENDÜLÜS MEDENİYETİNİ KENDİ KÜLTÜR YAPISI İÇİNDE GÖRMELİ

Geçmişte Endülüs döneminde 3 ayrı dinin kültürünün yaşatıldığı İspanya artık tek kültürlü. Endülüs’ün o çok renkli ve çok kültürlü yapısının onu bilimde, sanatta ve kültürde getirdiği dünya çapındaki seviyenin yakalanabilmesi artık kolay gözükmüyor. İspanya Krallıklarının çok büyük eziyetlere muhatap ettiği Endülüs Medeniyetinin günümüze kadar gelen eserleri sayesinde İspanya yılda 85 Milyar dolar civarında turizm geliri elde ediyor. Endülüs Medeniyetinin bulunduğu bugünkü “Andalucia” bölgesi bayrağı Yeşil ve Beyaz renklerden oluşuyor. Beyaz renk barışı, Yeşil renk ise bölgede izleri asırlardır silinemeyen İslam medeniyetini işaret ediyor.

Rivayet odur ki; Endülüs Müslümanları İspanya’dan sürülürken gittikleri Afrika şehirlerinde İspanya’daki evlerinin anahtarlarını da götürmüşler. Torunları’nın torunları o anahtarları hep saklarlarmış. Kaç Afrika evinde Kordoba’nın, Granada’nın, Valencia’nın ve Barcelona’nın evlerine uyacak anahtarlar vardır? KİM BİLİR?

Yorumlar (4)

Caner Gökalp 2 Yıl Önce

Kaleminize sağlık üstadım. Endülüs’ten pek bahsetmez bizim tarih kitapları, çok güzel bilgiler var. İnşAllah Türk yurdu olan Balkanlar’a dair de bir yazı yazarsınız.

Yalçın Ergemen 2 Yıl Önce

Oldukça kapsamller yaz ı ve bilgilendirici bir yazı olmuş, tebrik ediyor,bu tür yazıların devamını diliyorum.

Hilmiye AYDIN 2 Yıl Önce

Sağolun,var olun,bize bu bilgileri aktardınız.okurken kâh hüzünlendik kâh gururlandık.Rabbim O islâm 'ın en parlak yaşandığı dünyayı tekrar kurmayı inşAllah bu necip milletin eliyle gerçekleştirir.Tekrar teşekkürler Sedat bey.

Necla ULUĞ 2 Yıl Önce

Bilgileriniz için çok teşekkürler

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.