bursagorus.com.tr
2021-11-23 16:51:59

Şehirlerimizde araba istilası sürecek mi?

Sedat Yalçın

23 Kasım 2021, 16:51

Kent içi ulaşım ile ilgili trafik yoğunluğu ve ona bağlı ulaşım strateji tartışmaları belirli büyüklüğü aşan metropol niteliğindeki şehirlerin hemen hepsinin gündeminde. Belirli aşamaları kaydeden ve başarılı uygulamalara imza atan dünya kentleri var şüphesiz. Kent planlamalarının ilk adım olması gerekirken mekânsal yerleşmelerin ardından gündeme getirilmesi yani oluşmuş şehirlerin sonradan planlanmaya çalışılması, kent yöneticileri için büyük sorun. Ulaşım konusu da kentin tasarımı sırasında dikkate alınmamış ise o noktada da büyük handikaplar söz konusudur. Mevcut durum da maalesef birçok şehrimizde bu durumdadır. Kentlerin cazibe merkezi olma özellikleri bu noktalara çeşitli gerekçelerle göçü teşvik etmektedir. Ve bu durum kent yönetimlerinden öte merkezi hükümetlerin bölgesel kalkınma politikaları ile düzeltilecek bir durumdur.

Konumuza dönersek bir şehrin Ulaşım Ana Planı ve ona bağlı diğer planlamalarla ilgili kararlar oluşturulurken kent yöneticilerinin konuya yaklaşımları son derece belirleyicidir. Kent yöneticilerinin günlük tekil işlemlerle süreci yönetme iradelerimi söz konusu yoksa köklü bir değişim anlayışı ile ulaşım sorununa yaklaşmaktalar bunun bilinmesi çözüm için gereklidir.

Bir şehrin ulaşım sisteminde gerçek bir dönüşüm isteniyorsa ilk iş karar vericilerin bilinçlendirilmesi ve değişime inandırılmalarıdır. Konuya yaklaşımlarını netleştirmek ve tekil projeler ile şehirde değişimin sağlanamayacağına ikna olmaları gerekir.

ULAŞIMDA NEYE YATIRIM YAPIYORUZ?

Ulaşımda hangi ulaşım türüne yatırım yapıyor isek o ulaşım aracını şehre bizzat bizler davet ediyoruz demektir. Bu tespit bilim insanlarınca Ulaşım konusunun alfabesi olarak sürekli gündemde tutulur. Daha çok yol ve kavşak yapmak kentimize taşıt trafiği oluşturmak anlamına geliyor. Toplu taşımaya yatırım yaptığınızda toplu taşıma kullanımı artıyor. Bisiklet ve yaya alt yapısı yatırımı da aynı.

Başarılı kentlerde yatırım insana, yaya ve bisiklet altyapısına, toplu taşımaya yapılıyor. Böylece araba ile kente gelmek cazibesini yitiriyor. Diğer taraftan şehir içi otopark sayıları azaltılıyor. Park yeri bulamayanlar şehir içine araba ile gelmekten vazgeçiyorlar.

Yollar daraltılıyor,5 şeritli yollar 2-3 şeride düşürüyor, hatta tek şeride düşürenlerde var. Böylece yol güvenliği de artıyor. Şehir güzelleşiyor. Araba kullanımı kaynaklı sorunlar ortadan kalkıyor. Hava ve Gürültü kirliliği problemleri şehrin gündeminden çıkıyor. Yakıt kullanımındaki azalma nedeniyle de karbon salınımı azalıyor ve iklim uyumlu kent olma hedefinize de hizmet etmiş oluyorsunuz.

***

KOMPAKT KENT MODELİ ÖNEMLİ

Tabi ki arabaları şehir içinden tamamen yok edemezsiniz. Arazi kullanımını ve ulaşım planlamasını şehir içinde araba kullanımını gerektirmeyecek şekilde yapmak gerekiyor. Bu planlama modelinin ismi kompakt şehirler modelidir. Yani, kentte yaşayan insanların çalıştıkları yerler ile mekânsal yerleşimleri birbirine yakın olarak planlanır. Bu konudaki en son öneri Paris Sorbonne Üniversitesi hocalarından Carlos Moreno tarafından yapıldı. Buna göre yaya ve bisiklet öncelikli ve sosyalleşmeyi hedefleyen “15 Dakikalık Kent Modeli” gündeme getirildi. Kentin iş merkezleri ve konut bölgelerine 15’er dakikalık sürelerde ulaşılması hedeflendi.

OLİMPİYATLAR KENTLER İÇİN FIRSATA ÇEVRİLDİ

Öncelikle Moskova örneğini vermek istiyorum. Olimpiyatlar öncesi Moskova caddeleri tamamen arabalara teslim edilmişti. Komünizm baskısı sonrası araba sahibi olmak büyük bir özgürlük sembolüydü. Ancak aşırı araç artışının kenti yaşanmaz hale getirdiği kısa sürede anlaşıldı. Yöneticiler kentin tekrar araçlardan alınıp Moskovalılara iade edilmesini kararlaştırdılar. Kısaca şu tedbirler alındı:

- Parklanma sınırlandırıldı, caddelerde şeritler azaltıldı, kaldırımlar genişletildi.

- Kaldırımlara, yeşil alanlara, tarihi mekânlara park etmek yasaklandı. Ağaçlar dikildi, banklar yerleştirildi. Şaşırtıcı bir değişime şahit olundu. 2012’den 2018 yılına kadar adeta bir mucize gerçekleşmişti. 2018 FIFA Dünya Kupasına yetiştirmek için acele ettiler ve bunu başardılar.

Aynı şey Münih, Melbourne, Atlanta, Los Angeles, Seul ve Tokyo gibi şehirlerde de gerçekleştirildi. Kentlerde olimpiyatı öne çıkararak tam bir dönüşüm yaşattılar ve kentsel yaşam kalitelerini arttırdılar. Bu şehirlerde yaşanan dönüşüm insan hareketliliğini arttırdı ve kent ekonomilerini olumlu etkiledi.

Yukarıdaki değerlendirmelerden anlaşılacağı üzere kentlerde yaşanan trafik sorununun kalıcı çözümü araba öncelikli değil, insan öncelikli politikaları özümsemekten geçiyor.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.