banner52

Ya melek olacağız ya da şeytan!

Kuruluşunun 30’uncu yılına özel söyleşiler düzenleyen ÇEVKO’nun geçen haftaki programına konuk olan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, iklim değişikliği tehdidini önlemede bireylere önemli görevler düştüğünü vurguladı: Ya melek olacağız ya da şeytan!..

İKLİM 09.09.2021, 13:36 10.09.2021, 00:20
Ya melek olacağız ya da şeytan!

Haber: Bursa Görüş

‘Son Buzul Erimeden’ adlı ‘İklim Değişikliği Hakkında Merak Ettiğiniz Her Şey’ konulu kitabıyla kamuoyu oluşumuna önemli bir katkı sunan Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, ÇEVKO’nun 30. Yıl Söyleşileri programında yine dikkat çeken konulara değindi. ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu tarafından EGD iş birliğiyle düzenlenen söyleşide Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, ‘Yeryüzündeki İzimiz’ konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Sıcaklıktaki artış ve yağıştaki azalmayı gösteren bir grafik üzerinden değerlendirme yapan Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, iklim değişikliğiyle ilgili bireysel sorumluluğa vurgu yaptı: “Fotoğrafta sol taraftakiler bundan sonraki hayatımızda melek olursak sağ taraftakiler ise hayatımızı böyle devam ettirirsek gerçekleşecek senaryoları gösteriyor. Melek olmaktan kastım ne? Yarın sabahtan itibaren biz, özel araç kullanmıyoruz. Ya bisiklet ya yürüyüş ya da toplu taşıma ile hareket edeceğiz. Bir daha ağzımıza et, süt, peynir sürmeyeceğiz, hayvansal ürünleri hayatımızdan çıkaracağız. Lüzumsuz hiçbir şey satın alamayacağız. Üstümüzde bir tane tişört var ve paralanana kadar bunu kullanacağız. Bunları yapmak eşittir melek olmak. Şeytan olmak da aşağı yukarı şu anki halimizle devam etmek anlamına geliyor. Melek olursak Türkiye’nin sıcaklığı 1,5-2 derece aralığında artacak ki zaten 1,3 derecede ısınmış durumda. Yağışlar da aşağı yukarı bugünkü gibi olacak. Ama şeytan olursak Türkiye’de sıcaklık artışı 5 ile 7 derece, yağışlardaki azalma da yüzde 20-30 aralığında olacak.”

SUYUMUZ AZALIYOR

Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye’nin nüfusunun yaklaşık olarak 13 milyon civarında olduğunu hatırlatan Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, “1923’te kişi başına düşen su miktarı, senede 8 bin metreküptü. Şuanda nüfusumuz 85 milyon; senede kişi başına düşen su miktarı ise bin 346 metreküp. Nüfus 6 kat arttığı için de su azaldı. Bu rakama Suriyelileri, Afganları, iklim değişikliği etkisini ve yağış azalmasını kattığınızda kişi başına düşen su miktarı 700 metreküpe düşecek, önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde. Bu Türkiye açısından çok ciddi bir problem demek” ifadelerini kullandı.

Sera gazı salımları ve bunların toplamda üçte birini oluşturan karbon dioksitin küresel ısınma üzerinde doğrudan etkisine değinen Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, bu durumun son zamanlarda yaşanan doğal afetlerle ilişkisi üzerine de bilgiler vererek, iklim değişikliği ve bundan kaynaklanan olumsuzlukların, küresel toplumun tehditler gündeminde ilk sırada yer aldığını söyledi.

İklim değişikliği tehdidinin büyüklüğüne ve yakınlığına dikkat çeken Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, bu tehdidi önlemede bireylere de önemli görev ve sorumluluk düştüğünü ifade ederek; giyim, kuşam, tüketim alışkanlıklarından seyahat tercihlerine, gıda maddesi tüketim ve saklama tercihlerine birçok alanda yapılabilecekleri ve yapılması gerekenleri anlattı.

TOPRAK YORULDU

Tarımda ilaç kullanımının da iklim değişikliğinde rolü olduğunu belirten Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, gıda üretimine ilişkin “Dünyada biz ekilebilecek yerlerin tamamını neredeyse ekmiş durumdayız. Daha da kötüsü, bu alanlarda o kadar fazla kimyasal kullandık ve o kadar çok alıp geri vermedik ki toprak yorulmuş durumda. Gıda üretimi açısından başımız ciddi belada. Dünya şuandaki gıda üretimiyle evet 9-10 milyar insanı çok rahat besler. Ama sürdürülebilir olarak besleyemez. Yani aynen böyle devam edecek olursak gıda üretimi gittikçe düşecek nüfus gittikçe artacak olursa çok ciddi bir problemle karşı karşıya kalacağız. Çünkü toprak yorgun. Bundan kastım da hepimiz biliriz eski zamanda köyde tarlanın yanında yaşıyorduk. Orada bir şeyler üretip yiyor ve haceti gidermek için tekrar tarlaya gidiyorduk. Dolayısıyla bunun tamamı bir döngü içerisindeydi. Yani topraktan aldıklarımızı toprağa veriyorduk. Şimdi ise tarla ile ürünü tüketen insan çok farklı yerlerde. Devamlı tarladan alıp tüketiyoruz ve tarlaya geri vermiyoruz. Bu döngü bozulunca tarla üretim gücünden kaybediyor. Bu kaybı biz kimyasallarla tamamlamaya çalışıyoruz ama kimyasallar da ancak o üretimi karşılıyor. Eskide nadas diye bir kavram vardı. Şimdi nadas diye bir şey yok. Üstüne aynı tarladan senede 3-4 defa üretim yapılıyor. Bu da tarlanın üretim gücünü düşürüyor. Bizim bu biçimde sürdürülebilir olmamıza imkân yok. Öte yanan nüfus gittikçe nüfus artıyor ve bunu beslemek için daha fazla üretmek gerekiyor bu da daha fazla kimyasal kullanmaya neden oluyor. Daha az kimyasalla daha fazla üretimin bir yolunu bilmiyoruz. Bir de ürüne dayanıklı olsun diye kimyasal uyguluyoruz.  Çünkü Guatemala’da üretiliyor İstanbul’da tüketiliyor.  Bu aradaki mesafede dayanması gerekiyor. Ama dayamıyor. Üretilen malın yarısı tarladan bizim masamıza gelene kadar kayboluyor. Üçte biri de evin kapısından girdikten sonra kayboluyor. Bunlar önemli problemler. Bütün bu üretildiği yerde tüketilme zincirini koyarsak o zaman herkesi besleyecek kadar gıda üretebiliyoruz, suyumuz da var ama sürdürülebilir değil. Maalesef nüfusumuz çok” dedi.

HAYAT TARZIMIZ DEĞİŞMELİ

Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, “Eski zamanlarda evin babası ve annesi işten gelirken manava, kasaba, bakkala uğrar; elindeki fileye koyduğu bir takım şeyleri akşam yemek yapar ve yenir. Kalanlar da küçük kaplarda buzdolabına konur. Biz, şuanda böyle değiliz; hafta bir alışverişe gidiyoruz. Ve bu en önemli israf nedenidir. Biz sebzeyi meyveyi 3 gün satışta durmayacak şekilde tüketmeliyiz. Böyle olmayınca ürünlerin saklanabilmesi önem kazanıyor. Avrupa’da bu nispeten kolay çünkü bizimle kıyaslandığında zaten serin bir ortam var. Biz de elimizden geldiğince yerel üreticiden ürün almaya çalışacağız ki çok uzun mesafeye gitmemiş olsun. Hatta mümkünse tarladan alacağız. Hatta mümkünse balkonumuzda kendimiz yetiştireceğiz. Bunu yaygınlaştırmamız lazım. Ama artık evlerde balkon diye bir kavram kalmadı. Hiç kimse evlerde kendi sebzesini yetiştirme derdinde değil. Ama bizim birincil işimiz bu; hayat tarzımızı değiştirmek zorundayız. Bir başka sorun da üretilen ürün beğenilmiyor. Alışverişe gidildiğinde hepsi aynı olan domatesler, elmalar isteniyor. Doğada öyle bir şey yok. Doğa ne çıktıysa onu verir. Çoğu da yamuk yumuk oluyor ve tatları da gayet aynı. Ama ‘müşteri bunu yemez’ diyerek onlar, direk tarlada çöpe gidiyor. Bu bizim düşünce yapımız ve tercihlerimizden kaynaklanıyor. Eskiden yürüyerek gidilen manavlarımız vardı. Şimdi arabayla gitmek zorundayız. Çünkü yerleşim sistemlerimiz çok yanlış bir şekilde değişti. Tüketim biçimlerimiz de buna uydu” şeklinde konuştu.

Yorumlar (1)
Mustafa 3 yıl önce
Teşekkür ederim aydınlatıcı bilgiler için ...
Namaz Vakti 02 Mayıs 2024
İmsak 04:18
Güneş 05:55
Öğle 13:06
İkindi 16:56
Akşam 20:07
Yatsı 21:37
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14