bursagorus.com.tr
2022-09-29 18:23:45

Bir Delinin Hatıra Defteri

Uğur Ozan Özen

29 Eylül 2022, 18:23

13 Eylül akşamı hayatım boyunca unutmayacağım bir oyun seyrettim. Adı Bir Delinin Hatıra Defteri. Yer, Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu.

Gogol (1809-1952), Rus Edebiyatı’nın öncü yazarlarındandır. 43 yaşında vefat ettiğinde geriye Müfettiş oyunu, psikolojik bunalım sırasında ikinci cildini yaktığı Ölü Canlar romanı ve Palto, Burun, Neva Bulvarı, Portre, Bir Delinin Hatıra Defteri gibi hikâyeler bırakmıştır. Çehov’dan yıllar önce, toplumda önemli mevkiler elde edemeyen kişilerin dertlerini dile getirmiştir. Palto, Burun gibi hikâyeleri tiyatroya uyarlanmış, Bir Delinin Hatıra Defteri ise son yıllarda oyuncuların yetenek gösterisi haline gelmiştir.  

Gogol, 1842 yılında yazdığı Bir Delinin Hatıra Defteri’nde, Rus toplumunun 19. yüzyılda yaşadığı alt üst oluşu bir nefeste anlatmaktadır. Yedinci dereceden memur Poprişçin, köyde yaşayan annesinden uzak kalmıştır (belki annesi ölmüş). Eşi ve çocuğu yoktur. Şehirde memurluk dışında dikiş tutturamamış, bürokraside istediği mevkiye gelememiş, kendini yetersiz ve güçsüz hissetmektedir. Mesele tiyatro olunca, kahramanımız cebindeki parayı son meteliğine kadar harcamaktan çekinmiyor. Akli dengesini kaybettikçe hayallere daha çok bağlanıyor. Arkadaşı yok. Kimse yardım etmiyor. Gerçek dünyaya inanmayı bırakıp, hayali dünya yaratmasına rağmen sıkıntılarına çare bulamıyor. Bücher’in Woyzek’i aynı yıllarda yazılmıştır. Oğuz Atay’ın adlandırmasıyla iflah olmaz bir tutunamayan.

Bu dönemi daha iyi anlamak için Orlando Figes’in yazdığı Nataşa’nın Dansı ve Avrupalılar kitaplarının okumalısınız. Bu kitaplarda, köyden şehre göçle oluşan yeni sınıflar, aile bağlarının zayıflaması, Büyük Petro’nun Peterburg’da başlattığı modern şehrin sonucu olarak yeni “şehirli nüfusun” ortaya çıkması ve bu yüzyılda başta şiir olmak üzere romanın, tiyatronun, müziğin, resmin Avrupa ile yarışır hale gelmesi anlatılmaktadır.

Bir Delinin Hatıra Defteri Türkiye’de ilk kez 1965-1966 sezonunda sahnelenmişti. Ankara Sanat Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni Asaf Çiğiltepe oyunu repertuara aldığında Türk Tiyatrosu’nda yeni bir yol açtığının farkında mıydı, bilmiyorum. AST, 59 yıl önce, 1963’te kurulduğunda daha ilk sezonunda Gogol’ün yazdığı Ölü Canlar’ı sahnelemişti. Tiyatro daha ilk sezonunda repertuarına aldığı oyunlarla diğer tiyatrolardan farklı olduğunu göstermişti. Beckett’in Godot’yu Beklerken’i, Sartre’ın Mezarsız Ölüler’i, Gogol’ün Ölü Canlar’ı ve Behan’ın Gizli Ordu’su ilk sezonunda sahnelemiştir. İki sezon sonra, 1965-1966’da repertuara Bir Delinin Hatıra Defteri’ni alındığında pek kimsenin şaşırdığını sanmıyorum. AST öncü olduğunu cümle aleme ilan ediyordu. Türk Tiyatrosu’nda ilk kez tek kişilik oyun sahneleniyordu. O yılların genç oyuncusu Genco Erkal adı dilden dile geziyordu.

Birazdan anlatacaklarımı çok az kişi bilir. AST Bir Delinin Hatıra Defteri’ni sahnelerken, Bursa Oda Tiyatrosu oyuncusu Celal Cumurcul Ankara’da askerliğini yapıyordu. 1966’da askerliğini bitirip Bursa’ya döndüğünde oyunu Bursa Oda Tiyatrosu’nda sahnelemeye karar verdi. Kayıt cihazı ile birlikte Ankara’ya gitmiş, kayıt cihazını vücuduna bağlayıp Genco Erkal’ın sesini kaydetmiştir. Bursa’ya döndükten sonra bu olayı arkadaşlarına dahi söylemeden provalara başlamış, 1966’nın Aralık ayından, 1967’nin Mart ayına kadar 100 kişilik Bursa Oda Tiyatrosu’nda sahnelemiştir. O yılların gazetelerinde onlarca haber ve yazı çıkmıştır. Geçen yıl vefat eden Celal Cumurcul’dan sonra Bursa’da bu oyunu sahnelemeye pek kimse cesaret edemedi.

Genco Erkal, AST’tan sonra Dostlar Tiyatrosu’nda Bir Delinin Hatıra Defteri’ni iki kere daha sahnelemiştir. Son halini iki kere seyredebildim. Genco Erkal’ın oyunculuğuna diyecek sözüm yok. 60 yıldan fazla sürede kendi tiyatro seyircisini yarattı. Seyirci, Gogol’ün hikâyesi ile oyun arasında daha kolay bağlantı kurabiliyor, Genco Erkal’ın yorumu Gogol’ün düşünceleri seyirciye daha rahat aktarıyordu.

Erdal Beşikçioğlu bu oyunu Ankara Devlet Tiyatrosu’nda yedi sene boyunca sahneledi. 2014’te emekli olduktan sonra kendi kurduğu Tatbikat Sahnesi’nde devam ediyor. 12 yılda bin kereden fazla seyirciyle buluştu. Onun performansı ise çok farklı. Yönetmen Cem Emüler, oyunu sahneye uyarlarken dekor niyetine sahneye vinçi koyarak oyunu bir başka yöne çekmiş. Böylece makine-ev, makine-işyeri, makine-insan bağını çok güzel anlatmış. Erdal Beşikçioğlu aynı zamanda sepetin hareketini de kontrol ediyor. Hikâyenin akışına göre vinçin kolu uzuyor, kısalıyor, sepet yukarı veya aşağıya hareket ediyor.

Erdal Beşikçioğlu’nun başarılı performansı oyunu defalarca seyretme isteği uyandırıyor. Açık hava tiyatrosunda bin kişi vardı. Işık tasarımını yapan Mustafa Bal, ses ve efekti yapan Tayfun Gültutan çok başarılıydı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.