“Azak Denizi’nde beklerken gemiler
Afrika’da açlıktan ölüyordu bebeler.”
Böyle bir türkü yok, bu satırları biz yazdık.
Ancak, bu iş böyle giderse, bunun böyle olmayacağını da kimse garanti edemez.
Tahıl, yağ taşıyacak büyüklü küçüklü 140 gemi Azak Denizi’nde bekliyor.
Dünya oturmuş televizyondan savaş izliyor. Moda sektörünün Metaverse’de nasıl yer alacağı ile dertleniyor.
Azak Denizi…
Karadeniz’in hemen üstünde, dar bir boğaz olan Kerç Boğazı ile Karadeniz’e bağlanan bir deniz Azak Denizi. Ukrayna ve Rusya’nın kıyılarından Akdeniz’e geçmek için sırasıyla Kerç Boğazı, İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı’ndan geçmek zorundasınız.
Burnumuzun dibinde sürmekte olan Rusya-Ukrayna Savaşı aslında 2014 yılında başlamış. Dünya ciddi işlerle uğraşacağı yerde, hep saçını taradığı için kimse farkında bile olmamış.
Rusya o yıl Kırım yarımadasını ilhak etmiş. Ukrayna gemilerinin oralardan geçerken izin istemeleri gerektiğini bildirmiş. 25 Kasım 2018’de Kerç Boğazı olayı meydana gelmiş.
Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) sahil güvenlik görevlileri, Karadeniz'den Azak Denizi’ne Kerç Boğazı’ndan geçmeye çalışan üç Ukrayna Donanması gemisine ateş açmış, onları yakalamış ve bu uluslararası bir olay olmuş.
Mariupol kenti, Ukrayna’nın Azak Denizi’ndeki en önemli limanı. Rusya onun için mi bu kentte taş üstünde taş bırakmadı ne…
Şimdi bir bakar mısınız 2018 yılının sonunda bu olay gerçekleşiyor. En azından savaşın başlamasına daha üç yıl var.
Bu üç yıl içinde ne yapılmış? Hiçbir şey.
Dünya sosyal medyada geziniyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi…
Uluslararası hukuk…
Bütün bu kurumlar filan hikâye, gerçek şu an Ukrayna’nın acıklı durumu.
Neyse biz aslında savaş ile değil, savaşın gıda güvenliği konusunda nelere yol açabileceği ile ilgilenmek istiyoruz.
Allah dünyaya herkese yetecek kadar buğday vermiş. Ancak önemli olan nokta, buğdayın fiyatı artıyor ve buğday da aynı bizim marulu Antalya’da yetiştirip İstanbul’da tüketmemiz gibi ihtiyacın olduğu yerde yetiştirilmiyor.
Enerji fiyatlarındaki artış, bu nedenle çok önemli.
Diğer yandan, Rusya tahıl ihracat yasağı açıklayarak bir de tüy dikti ve buğday fiyatları fırladı.
AB, Rusya’nın güneydeki ülkeler için buğdayı silah olarak kullandığını düşünüyor.
Bizim Rusya ve Ukrayna'dan ithal ettiğimiz buğday, mısır, arpa, kolza tohumu, tohum ve Ayçiçek yağı payımız yüzde 25,9. Hiç de az değil.
Mısır’ın durumuna bakalım. Dünyanın en büyük buğday ithalatçısı olan Mısır, son beş yılda ithalatının yüzde 80'inden fazlası Rusya ve Ukrayna'dan yapmış. Buğday fiyatları yükselirken, Mısır alımlarını kısmak zorunda kalıyor. Fiyatlar navlun dâhil ton başına yaklaşık 100 dolar arttığı için iki ithalat ihalesini iptal etmiş durumda. Ülke, yaklaşık 70 milyon vatandaşı tarafından kullanılan bir ekmek sübvansiyon programını sürdürmek için mücadele ediyor.
Açlık mı önemli, savaş mı önemli…
ABD ile Rusya, Ukrayna üzerinden bir savaş tutuşmuşlar, açlar ne umurlarında?
Ukrayna’da ölen Ukrayna ve Rus askerleri bir yana; Afrika’da, örneğin Somali’de, Asya’da örneğin Afganistan’da insanlar açlıktan ölecek onlara ne dert…
Buğdaymış…
Azak Denizi’ndeki limanlarda bekleyen gemilermiş…
O gemilerin personelinin durumuymuş…
Savaş varken böyle küçük ayrıntılarla kim ilgilenir?
Kimse.
Hep birlikte oturmuş dünya televizyon izliyor.
Belki de…
“Azak Denizi’nde beklerken gemiler
Afrika’da açlıktan ölüyordu bebeler” türküsünün çıkmasını bekliyor.
Türkü çıksa ne olacak…
Vah vah, tüh tüh deyip en fazla kanal değiştirip, ölenleri başka bir kanalda seyredecek.