bursagorus.com.tr
2022-01-25 11:12:08

Bursa matbaaları

Uğur Ozan Özen

25 Ocak 2022, 11:12

Yazılı kültürün oluşmasında kâğıt ve kalemden sonra en önemli araç matbaadır. Matbaalar olmasaydı kitap, gazete, dergi, sünnet ve evlilik davetiyesi, tiyatro ve sinema afişi, broşür gibi kâğıda basılan hiçbir şey hayatımızda anı olarak kalmazdı.

Osmanlı Devleti’nde 15. yüzyıldan itibaren Yahudiler ve Rumlar matbaa kullanmaya başlamış, sonrasında Ermeniler bu kültürün parçası olmuştur. Türklerin ve Müslümanların matbaayla tanışması 18. yüzyılın ilk yarısındadır.

Anadolu’da matbaacılığın başlaması için 19. yüzyılın ikinci yarısını beklemek gerekmiştir. Başkent İstanbul’da dahi kitaba, gazeteye, mecmuaya talep az olurken, Anadolu’da bir matbaayı ayakta tutacak talebin olması söz konusu değildir. Haliyle bu işi Vilayet (Bursa Valiliği) üstlenir.

Bursa’da Vilayet Matbaası’nın gazete ve kitap basmasıyla başlayan süreç, Emri, Ferâzicizâde, Muin-i Hilâl Matbaalarıyla ile devam etti. Cumhuriyet’ten sonra kurulan matbaalar birçoğu uzun soluklu olmadı. Bu durumun nedeni olarak kâğıt sıkıntısı, mürekkep ve diğer matbaa malzemelerinin az bulunması, matbaa makinelerinin eski olması, işçilerin eğitim problemi sayılabilir.

İkinci Dünya Savaşı’nın etkisinin azalmasıyla birlikte CHP’nin sahibi olduğu Ant (sonradan Yeni Ant) gazetesini basan Ant Matbaası, 1950 sonrasında Derviş Taşman’ın satın almasından sonra uzun yıllar Taşman Matbaası adıyla faaliyet gösterdi.

Dönemin bir başka etkili gazetesi ise Hakimiyet Milletindir (sonradan adı Hakimiyet olarak değiştirildi) uzun yıllar boyunca önce Uygun Matbaası’nda, 1960 yılından sonra kendi matbaasına kavuşmasıyla şehrin etkili gazetelerinden biri oldu. Bursa Hakimiyet, Doğru Hakimiyet ve Milletindir Hakimiyet gazeteleri ve tabi matbaaları devam etti.

Ant, Uygun ve Hakimiyet Matbaalarında sadece gazete basılmamış, birçok kitap ve mecmuanın yayınlanmasına ev sahipliği yapmış, 1940’lı yıllardan 1980’li yıllara kadar şehrin kültür hayatına yön vermişlerdir.

Bursa matbaalarında basılan eser sayısı 1990’lı yıllardan sonra devamlı artmıştır. Bu durumun üç sebebi vardır. İlki matbaa teknolojisindeki değişim, ikincisi nüfus artışına paralel olarak kitap yazan kişi sayısının artması, üçüncü neden ise Uludağ Üniversitesi’ndeki hocaların kitap yazması ve bu duruma paralel olarak yayınevlerinin (Ekin, Ezgi, Asa, Uludağ, Sentez Yayınevleri gibi.) kurulmasıdır.

Son olarak söylemek istediğim mevzu önemlidir. 1950’li yıllardan itibaren matbaalar Gümüşçeken Caddesi’nde sonrasında Gazcılar Caddesi’nde ve 1990’lı ve 2000’li yıllarda ise Uluyol’da kümelendi. Matbaa malzemesi satanlar da haliyle matbaaların yakınında yer aldı. Matbaaların bir kısmı kendi arazisini alıp Mudanya ve İstanbul Caddesi’nde yeni mekânlar inşa etti. Bir türlü matbaacılar ve malzemeciler bir araya gelip ‘Matbaacılar Sitesi’ oluşturamadı. Şehrin kültür hayatında 150 yıllık mazisi olan matbaacılık işkolunun bu önemli probleminin çözümü için en önemli araç ise belediyelerdir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.