bursagorus.com.tr
2022-05-17 10:12:02

Çocuk-Velayet ve Anayasa Mahkemesi Kararı

AV. Suna Soydaş Fırat

17 Mayıs 2022, 10:12

Evlilik birliğinin sona ermesi eşler arasında sonuç ifade etmesi gerekirken; bu konuda en çok çocuklar mağdur olmaktadır. Birçok olayda birbirine olan kızgınlıkları sebebi ile eşler çocuklarını kullanarak birbirlerinden intikam alma yoluna gitmektedirler.

Eşlerin evlilikleri fiilen ve hukuken bitse de, çocukların anne ve babalarıyla ilişkileri devam etmek zorundadır.

Aslında çocuğun ve ebeveynlerin sağlığı için olması gereken, karşılıklı anlaşma ile çocukla kişisel ilişki kurulmasıdır. Ancak bunun olmaması, tarafların birbirine zorluk çıkarması halinde çocuğunun velayeti kendisine bırakılmayan taraf, çocuğu ile kişisel ilişkisini, mahkeme kararına göre uygulayabilmektedir.

Mahkemeler de, çocukla kişisel ilişki kurulması kararında çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulmasını göz önüne alır.

Mahkemelerin verdiği çocuk ile şahsi münasebet kararının yetersiz kaldığını, çocuğunun kendisine yeterli zamanı kapsayacak şekilde verilmediğini düşünen bir babanın Anayasa Mahkemesi´ne yaptığı başvuru kabul edilmiş ve baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin aile birliğine uygun olarak verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Kararın özü çok önemlidir. Buna göre;

Anayasa md.41; Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.

Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.

Aile yaşamının temel unsuru, aile ilişkilerinin normal bir şekilde gelişebilmesi ve bu bağlamda aile fertlerinin birlikte yaşama hakkıdır. Bu hakkın kapsamının ise aile yaşamına saygı yükümlülüğünden ayrı düşünülmesi mümkün değildir.

Ebeveyn ile çocukların birlikte yaşama istekleri aile yaşamının vazgeçilmez bir unsuru olup, boşanma veya ayrılık davaları kapsamında aile ilişkisine müdahalede bulunulmuş olması, aile yaşamını ortadan kaldırmaz. Ebeveyn ve çocuk arasındaki aile yaşamının anne ve babanın boşanmasının ardından da devam edeceği açık olup, anne babanın ve çocuğun aile yaşamlarına saygı hakları, belirtilen durumlarda ailenin yeniden birleştirilmesine yönelik tedbirleri de içermektedir. Söz konusu yükümlülük, yalnızca çocukların kamusal makamlarca koruma altına alınması bağlamındaki uyuşmazlıklar açısından değil, ebeveyn veya diğer aile bireyleri arasındaki velayet ve kişisel ilişki tesisine ilişkin uyuşmazlıklar için de geçerlidir. 4721 sayılı Kanun´un 182. maddesinde, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuk ile kişisel ilişkisi düzenlenirken, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararlarının esas tutulacağı açıkça belirtilmiş olup, velayet ile kişisel ilişkiye ilişkin düzenlemeler kapsamında alınan tedbirlerin, çocuğun eğitimi, sağlığı ve ahlakı ile, çocuk ve ebeveynin hak ve özgürlüklerini koruma şeklindeki meşru temellere dayanmalıdır.

Anayasa Mahkemesi kararına göre aile hayatına saygı ilkesi gereğince mahkemeler düzenleme yapmalı, ebeveynlerin ve çocukların psikolojik yararlarını göz önüne almalıdır. Bu şekilde boşanmanın sadece eşler arasında olduğu, çocuklar ile boşanılmayıp, aksine aile ilişkilerinin hem anne hem de baba yönünden sıkı bir şekilde devam etmesi gerektiği hususunda mahkeme önemli bir karara imza atmıştır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.