bursagorus.com.tr
2022-02-01 05:00:00

Muhteşem beceriksizlikler

Prof. Dr. Necmi Gürsakal

01 Şubat 2022, 05:00

Yıl 1973…

Ankara’dan bir genç Bursa’ya gelir ve Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde (Şimdiki Osmanlı Kaymakamlığı) okumaya başlar. Ancak daha işin başında, Bursa’da okuyamayacağını anlayarak, Ankara’ya eşyaları ile birlikte dönmeye karar verir. Altıparmak’ta o dönemde açık olan Hachette Kitabevi önünde duran Bursalı Akademili gençlere dönüş yolu konusunda danışır:

“Tren istasyonu nerede? Nasıl gidebilirim?”

Bursalı gençler gülmeye başlarlar…

Gülerek ağlanacak hallerine, gence Bursa’da tren ve tren istasyonu olmadığını söylerler.

Bu şehirde bugün hâlâ Osmanlı döneminden kalma tren istasyonları var ama tren yok…

Osmanlı döneminde bile Bursa-Mudanya arasında çalışan tren, bugün yok…

Organize Sanayi Bölgesi ile Mudanya arasında bile tren yok…

Efendim iç mihraklar, dış mihraklar…

Biz sonuca bakarız, Osmanlı’nın son döneminden başlayarak, Osmanlı döneminde ve Cumhuriyet döneminde Bursa’da tren var mı, yok mu?

“Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” ama Bursa hariç…

Bursa’da tren yok.

Aklımıza rahmetli Ticaret Lisesi öğretmeni Faruk Üsküdari’nin yazdığı, BTSO yayını, “Bursa’nın Ufak Tefek Taşları” kitabı geldi şimdi. Osmanlı’nın son döneminde, Bursa’ya trenin neden gelmediğini Faruk Üsküdari çok güzel anlatır. Yanlış hatırlamıyorsak, yazının adı da, “Çitli’ye Tren Neden Gelmedi?” olabilir.

BTSO hiç vakit kaybetmeden o kitabı yeniden bastırsa, bu şehir için çok hayırlı bir iş yapmış olur, çünkü kitap Osmanlı’nın son döneminde Bursa ekonomisini çok güzel özetler.

Şimdi sorsak, bu konu ile ilgili siyasetçiler ve iş insanları ile ilgili kim bilir neler anlatılır. “O ilgilendi, bu ilgilenmedi…” diye konuşulur durulur. Biz bunların hiçbiri ile ilgili değiliz.

Soru açık ve net: Bu şehirde tren var mı, yok mu?

Yok.

Kim ne derse desin, bu bir muhteşem beceriksizlik.

***

Geçelim Bursa’nın da bir ucunda yer aldığı ülke genelindeki bir başka muhteşem beceriksizliğimize. Bursa’ya Tofaş kurulurken gelen ve kayak tutkusu nedeniyle TOFAŞ’ın Bursa’ya kurulmasına neden olan İtalyan Martinotti, elbette çevredeki başka illeri de gezip dolaşmış, oralardaki otomotiv sanayii ile ilgili işgücünü incelemiş o günlerde. Dönemin BTSO Genel Sekreteri olan Ergun Kağıtçıbaşı’ndan dinlediğimize göre Martinotti, Bursa’daki kaportacıların çekici diğer kentlerdekilerden farklı kullandıklarını, çok daha becerikli olduklarını anlatırmış.

Bursa’da tekstil ve otomotiv denildiğinde, bu sektörlerin geçmişi de Osmanlı dönemine kadar gidiyor. Osmanlı döneminden gelen bir at arabası üretimi var Bursa’da. Bursa’nın yaylı arabalarının ünü Türkiye’de yaygın.

Bursa ve Türkiye, ne yazık ki sanayide hâlâ tekstil ve otomotiv ile gidiyor. Elbette başka sektörler de var ama konumuz o değil.

Hâlâ kökleri Osmanlı dönemine giden tekstil ve otomotiv…

Ve bugün bir otomotiv ana sanayi firması, Bursa’da yazılımcı bulmakta zorlanıyor.

Yahu dünya nereye gitti, yazılım, donanım, bulut teknolojisi, otonom arabalar filan…

Otomotiv ana sanayi Bursa’da yazılımcı bulamıyor.

Bir beş veya on sene sonrasını düşünen var mı, kim gelir yazılımcı bulunamayan bir şehre nasıl yatırım yapar diye?

Beş sene, on sene sonra dünya elektrikli otomobillere, otonom otomobillere geçtiğinde, Bursa’da otomotiv sanayi ne durumda olacak?

Biz yine dünyanın yaşadığı teknoloji devrimini görmemekte, duymamakta ısrar ediyoruz.

Minnesota’da oturan bir eski Bursalı, bizden Setbaşı Köprüsü’nün sağlamlığının denetlenmesi konusunda, sosyal medya yolu ile yardım istiyor. Ne alaka? Küreselleşmenin geldiği noktaya bakar mısınız?

Ama biz dünyada olup biten konusunda, her zaman olduğu gibi yine inanılmaz bir ilgisizlik içindeyiz.

***

Geçelim bir başka muhteşem beceriksizliğimize…

Vakıf üniversiteleri ilim, bilim açısından önemlidir veya değildir. Tartışılır ama bu bizim şimdi konumuz değil. Biz konuya başka bir açıdan bakmak istiyoruz. Vakıf üniversiteleri istihdam oluşturur mu? Evet oluşturur.

İyi de o zaman Bursa’da neden tek bir vakıf üniversitesi bile yoktur, bu kentin istihdama ihtiyacı yok mu?

Neden bütün vakıf üniversiteleri İstanbul’a açılmış ve Anadolu’nun kentlerinden gençler pahalı İstanbul ile boğuşmak zorunda bırakılmıştır?

O yaptı, bu yaptı…

Bunları hepimiz elbirliği ile yaptık.

Bitmez tükenmez Anadolu gibi…

Bitmez tükenmez muhteşem beceriksizliklerimiz…

Yazıyı bitirirken bir de soru soralım, yeni stadyumun karşısındaki devasa hastane açıldığında, maç günleri oranın trafik sorunu nasıl çözülecek?

Bu soru da muhteşem ama değil mi?

Yorumlar (1)

Namık Çıracıoğlu 2 Yıl Önce

Ağlarız gülecek halimize...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.