banner52

banner74

banner69

21.12.2021, 12:08

Endüstriyel Ekoloji

Endüstri dediğimiz şey doğal sistemlere benzer mi hiç? Ne dersiniz? Nasıl bir benzerlik kurulur da endüstri ve ekoloji kelimeleri yan yana anılır? Ekolojinin yanında, simbiyoz, metabolizma gibi kelimeler de duyulur bazen.

Efendim, endüstriyel ekoloji kavramı, insanın “Endüstriden kaynaklanan çevre problemleriyle nasıl baş edebilirim?” sorusunu sormaya başladığı seksenli yıllarda ortaya atılmış. Her zamanki gibi doğadan yanıt istemiş insan. “Doğayı taklit ederek doğanın başına açtığım bu problemlere çözüm bulabilir miyim acaba,” demiş. 

Doğadan nasıl yanıt almış dersiniz? Doğadan öğrendiklerini uygulayabilmiş mi?

Endüstriyel ekoloji,  endüstriyi insan yapımı bir ekosistem olarak görmeye çalışıyor. “Hani endüstriler doğal ekosistemlere benzer şekilde işleseler ne güzel olur” der misali. Endüstriyel bir süreçte ortaya çıkan bir atık veya yan ürün, diğer endüstrinin girdisi olsa! Böylelikle doğrusal sistemlerden çıkıp döngüsel sistemler kurabilsek! Doğada hep döngüler var, endüstrilerde neden olmasın? Doğal ekosistemlerde sürekli bir akış var, endüstriyel sistemlerde de öyle. Bu akışı dengeye getirebilsek!

Çok iyi biliyoruz… Endüstriyel süreçler, malzemenin maden olarak çıkarılmasından başlayarak atık haline gelmesine kadar olan beşikten mezara sürecinde hep çevreye yük oluştururlar. Yorarlar, kirletirler çevreyi. Çevre üzerinde etkisi olmayan endüstri bulmak çok zordur.

Endüstriyel ekoloji anlayışı, endüstrinin çevre üzerinde oluşturduğu stresi yenilikler geliştirerek, kaynaklarını verimli kullanarak, sürdürülebilir büyüme modelleri benimseyerek azaltmaya çalışan bir anlayıştır.  Bu anlayışa göre endüstri, gezegen üzerinde ne kadar az baskı oluşturursa yaşama ve büyüme şansı o kadar fazla olur. Bu anlayış, endüstriyel alanları yalnız ve bağımsız olarak görmez, onları daha geniş bir ekosistemin parçası olarak görmeye çalışır.

Endüstriyel ekoloji kavramı içinde, endüstri doğayla etkileşim içindedir. Başka endüstrilerin atıklarını kendi süreçlerine girdi olarak sokar. Temel prensipleri aşağıdaki gibidir:

  • Endüstriyel sistemlerde döngüyü kapat. Atığı kaynak olarak gör. Diğer endüstrilerle ortaklıklar kur, onların yan ürünleri için alışveriş yap.
  • Endüstriyel girdi ve çıktılar arasında bir denge kur. Çevre-endüstri ara kesitini iyi yönet. Ekosistem davranışını anla, endüstrinin ne zaman doğal ekosistemlerle etkileşime geçebileceğini ve ekosistemlerin sınırını öğren.
  • Daha az işlenmemiş madde ve daha az enerji kullan. Kaynaklarını daha verimli kullan. Malzemeleri yeniden kullan ve çevre dostu malzemeleri tercih et. Daha azıyla daha çok iş yap.
  • Endüstriyel süreçlerinin verimini artır. Ürünleri, süreçleri, ekipmanı yeniden tasarla. Kaynakları korumak için malzemeleri tekrar tekrar kullan.
  • Çevre üzerinde etkisi olmayan enerji kaynakları kullan.
  • Çevre ve ekonomi kavramlarını hem örgütsel yapına hem de politikalara dahil et. Dışsallıkları içselleştir, çevre politikalarında ekonomik araçlar kullan. Refahı ekonomiyle ölçmek yerine daha kapsamlı çevresel indekslerle ölçmeye çalış.

Bütün bunlar sağlanabilirse endüstriyel ekolojinin pek çok faydası ortaya çıkar. Satın alma ve atık bertaraf maliyetleriniz düşer mesela. Atıklarınızı satarsanız gelir elde edersiniz. Şirket imajınız güçlenir. Diğer endüstrilerle işbirlikleriniz artar ve pazar avantajları elde edersiniz.

Söylerken iyi hoş da, yapması kolay mı bu organizasyonları? Hiç kolay değil. Bu nedenle her zaman aynı örnek anlatılır endüstriyel ekoloji veya endüstriyel simbiyoz için. Danimarka’daki Kalundborg Eko-Parkı’dır anlatılan örnek. Biz de onu anlatalım:

1970’lerden beri Danimarka’daki bazı endüstrilerin atıklarını ve yan ürünlerini diğer endüstrilere sattıklarını biliyoruz. Danimarka’daki en büyük kömürle çalışan termik santral (Asnaes) proses buharını bir petrol rafinerisi olan Statoil’e ve bir farmasotik firması olan Novo Nordisk’e satar. Asnaes’in fazla gelen ısısının bir kısmı da belediyenin ısıtma sistemine verilir. Evlerdeki yakıt kullanımı biraz azaltılmış olur böylelikle. Fazla ısının bir başka kısmı ise Asnaes’in ticari balık çiftliklerine verilir. Bu balık çiftliğinden çıkan çamur ise yerel çiftçiler tarafından gübre olarak kullanılır. Novo Nordisk atıklarının bir kısmını işleyerek yüksek besin maddesi içeren sıvı çamur elde eder ve onu çiftçilere satar. Statoil, Anaes’e soğutma suyu ve arıtılmış atıksu sağlar; böylelikle Asnaes dışarıdan temiz su alma ihtiyacını azaltır. Statoil çıkan gazındaki kükürtü giderir ve temiz gazını Asnaes’e ve yapı malzemesi endüstrisi olan Gyproc’a satar. Gazından gidermiş olduğu kükürtü ise sülfürik asit üreticisi Kemira’ya satar. Kükürtü giderirken ortaya çıkan kalsiyum sülfatı da alçıtaşı olarak Gyproc’a satar.

Burada kurulan ortaklıklar gönüllü olarak oluşturulmuş ve görüşmeler bağımsız olarak gerçekleştirilmiş. Başlangıçta sadece ekonomik sebeplerle kurulan bu ortaklık yapısı çevre dostu bir eko-park olarak dilden dile anlatılmış durmuş.

Bu sistemi kurmak pek çok faktöre bağlı, kolay değil.  Ancak sistem kurulduğunda hem endüstriler için hem de toplum için fayda sunmaya başlayabiliyor.  Bu tür sistemleri kurmak için ne gerekiyor o halde?

Düşünelim… Aklıma unuttuğumuz bir kelime geliyor: Endüstriyel planlama. Endüstriyel kuruluşların kurulmadan önce yerlerinin belli olduğu, “kim kimle komşu olabilir, kim kime atığını verebilir, döngüler nasıl kapanır,” sorularının sorulduğu ve yanıtların alındığı bir endüstriyel planlama sürecinden söz ediyorum. Yoksa “Şurada boş bir arazi gördüm. Limana da yakın. Benim için çok iyi olur,” şeklinde bir endüstrileşmeyle endüstriyel ekolojiden söz edilemez elbette. Yerleşimle kucak kucağa yaşayan bir endüstrileşmede de bu kavramı unutabiliriz. Endüstri, atığını yönetmek isteyecek; yerleşim buna izin vermeyecek; uğraş dur. Nasıl bir endüstriyel planlama düşünüyorum? Kentlerin gerçek kimliklerini baskı altına almayacak bir endüstriyel planlama. Bir kent, bırakınız doğal varlıklarıyla ünlü olsun; bırakınız meyve ağaçlarıyla ünlü olsun; bırakınız turizm altyapısıyla ünlü olsun. Her kent endüstrisiyle ünlenecek diye bir şey yok. Limana yakın, havaalanına yakın diye endüstriyel bölgeler tarım alanına yapılmasın mesela. Tarım alanına endüstriyi kuralım ama biz içinde endüstriyel simbiyoz uygularız demek biraz ironik değil mi?

Yazının başına dönelim. Doğa endüstriler için yanıt vermiş mi? Evet vermiş. Uygulanabilecek ekolojik bir model, simbiyotik bir ilişki önermiş. Yapabiliyor muyuz?

Söz dinliyor muyuz? Doğayı dinliyor muyuz?

Ne zaman dinledik doğayı? Huylarımız değişti mi? Yoksa doğanın tepesinin atacağı o kritik noktaya kadar gitmek midir niyetimiz?

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 14 Mayıs 2024
İmsak 03:58
Güneş 05:42
Öğle 13:05
İkindi 16:59
Akşam 20:18
Yatsı 21:55
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. Arsenal 37 86
2. M.City 36 85
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 36 63
6. Newcastle 36 57
7. Chelsea 36 57
8. M. United 36 54
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 36 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 35 90
2. Barcelona 35 76
3. Girona 35 75
4. Atletico Madrid 35 70
5. Athletic Bilbao 35 62
6. Real Betis 35 55
7. Real Sociedad 35 54
8. Valencia 35 48
9. Villarreal 35 48
10. Getafe 35 43
11. Deportivo Alaves 35 42
12. Sevilla 35 41
13. Osasuna 35 40
14. Las Palmas 35 37
15. Mallorca 35 35
16. Rayo Vallecano 35 35
17. Celta Vigo 35 34
18. Cadiz 35 29
19. Granada 35 21
20. Almeria 35 17