Sevgili Okurlar, Merhabalar,
Yazımızın başlığından anlaşılacağı üzere bu ilk buluşmamızda Bursamızdan dünyaya açılan yeni bir pencereden sizlere sesleniyorum. Bursa’nın bu yeni yayın mecrası, şehrimizden ve vilayetimizden Türkiye’ye ve dünyaya açılan berrak ufuklar sunacaktır. Toplumsal, siyasal, ekonomik, teknolojik, kültürel ve diğer alanlarda haber, yorum ve makalelerin yer alacağı bu etkileşimli ortamın, sadece okurlarımıza değil, bize ve tüm hemşehrilerimize kazanımlar getireceğine inanıyorum. Güncel ve reel haberler, bilgiler, tespitler ve tenkitler üzerinden yerelden küresele uzanan boyutlarda paylaşımlarımız olacaktır.
Yeni Bir Soluk…
Bursa Görüş’de konularının uzmanı ve alanlarında önde gelen kalemlerden görüş ve yorumların yanı sıra her periyotta akademik bilgiler, sektörel gelişmeler ve dikkat çeken projeler masaya yatırılacaktır. Özelikle Bursa’nın ve Türkiye’nin sıcak gündemi mercek altına alınacak, ayrıca dünyada olup bitenlere ve hepimizi doğrudan veya dolaylı ilgilendiren önemli gelişmelere dikkat çekilecektir.
Bilimin ve Gerçeğin Sesi
Bu çerçevede bizim kalemimizden de alanımızla ilgili tespit, tenkit ve teklifleri (ben buna 3T diyorum) okuyabileceksiniz. Zaman zaman Bursa, bazen ülke, kimi zamansa dünya gündemleriyle bu mecrada buluşacağız. Devlet, yönetim, vatandaş, siyaset, kent ve yaşam ile bunlarla alakalı temaların buluştuğu alanlar ilgi odağımızda yer alacaktır. Konular yerelden ulusala, ulusaldan da küresele farklı boyutlarda ele alınacaktır. Yeri geldikçe bilimin sesini, yeri geldikçe sizlerin sesini ve gereğince de doğrunun ve gerçeğin sesini buradan siz değerli okurlarımızla paylaşacağız.
Amansız Bir Gerçek: Değişim
Tek değişmez gerçek, değişim gerçeğidir. Dünya hızla ilerliyor. Değişim olağanüstü bir seyir izliyor. Uluslar, ülkeler, şirketler, sektörler, ideolojiler ve rejimler acımasız bir rekabet içinde. Hiçbir şey olduğu yerde durmuyor. İnsanlığın şimdiye kadar getirdiği tüm bilgi ve teknolojik birikimden daha fazlası yirmi beş yılda üretilir oldu. Bu sürenin kısa zaman içinde on altı yıla kadar düşmesi bekleniyor. Artık bırakın durmayı, vasat düzeyde ilerlemek bile çok gerilerde kalmak için yetiyor. Bir konu üzerinden örneklendirecek olursak; sadece ABD değil, Çin ve Avrupa’nın yanı sıra daha bazı ülkeler Mars’la ilgili somut planlara ve uygulamalara sahipler. Çin’in Zhurong adlı uzay aracı bundan tam dört ay önce (22 Mayıs) Mars yüzeyine indi bile…Diğer taraftan ilk sivil turistik uzay uçuşu geçtiğimiz günlerde başarıylagerçekleştirildi.
Küreselleşmenin Fendi, Dünyayı Yendi
1970’lerde kendini göstermeye başlayan ve 1980’lerden sonra dünyayı saran “küreselleşme” ile başlayan amansız süreç, temel alanlarda dramatik paradigma değişimlerini doğurdu. Toplumsal alanda Sanayi Toplumu yerine “Bilgi Toplumu ve Dijital Toplum”, Siyaset alanında Temsili Demokrasi yerine “Katılımcı ve Çoğulcu Demokrasi”, Yönetim alanında Geleneksel Kamu Yönetimi yerine “Yeni Kamu İşletmeciliği ve Yönetişim”, Ekonomi alanında Klasik Liberalizm yerine “Yeni Liberalizm ve Yeni Sağ” çoktan sahnedeki yerlerini almış durumdadırlar. Modern Çağı bitişine ve Post Modern Çağın başlangıcına tanık olan bizler, bunlarla kalmayıp daha nice akla gelen/gelemeyen sıra dışı gelişmelere ve yetişilmesi güç değişmelere tanıklık edeceğiz.
Zıtlıkların Dünyası
Dünyanın çatısı kalktı. Her şey açığa çıktı. Artık homojen değil heterojen, standardize değil esnek ve doğaçlama, kuralcı değil başkaldıran, statükocu değil devingen, evrensellik değil yerellik, lineer tarih anlayışı yerine döngüsel tarih anlayışı, nesnellik yerine öznellik, kültürel bütünlük yerine çok kültürlülük, büyük anlatılar yerine spesifik öz anlatılar, düzen yerine düzensizlik ve kaos, türdeşlik yerine türdeş olmayan ve çoğulculuk, salt akılcılık yerine kültürel ve sosyal dinamikler, kesin gerçeklik yerine göreli anlayış ve kavrayış gibi birçok konu bir “dikotomi” halinde yaşamımızın gerçeğine dönüşmektedir.
Küresel Anafor
Bu denli derin ve yaygın, küresel çapta bir değişim anaforundan hemen hiçbir ülke ve kültür kendini kenarda tutamamıştır. Toplumların ve bireylerin iliklerine kadar derinlemesine işlemeye devam eden bu sofistike dönüşüm, doğal olarak yaşamın her alanında kendini iyiden iyiye göstermektedir. Bundan isteyen/istemeyen, bilen/bilmeyen herkes nasibini almaktadır. Bu bir tsunami etkisini çoktan yaratmıştır. İçinden çıkılması zor haller, artık hepimizin başında. İklim değişikliği ve küresel ısınma bunlardan ilk akla geleni. Yeryüzünün birçok noktasında iklim değişikliğinin doğrudan ve dolaylı sebep olduğu çok sayıda trajik felaketler yaşanmaya devam ediyor.
Bizden Size
Yazılarımızda yeri geldikçe bu değişimlerin devlet, kamu idaresi, siyaset, kamu ekonomisi, kente, kültüre ve teknolojiye dair etkileri ele alınacaktır. Bu ilk metnimizi bir selamlama metni olarak kabul ediniz. Bundan böyle bu mecrada olabildiği ölçüde bilgi ve görüşlerimizi aktarmaya ve sizlerle diyalojik bir etkileşim oluşturmaya çalışacağım. Lütfen sizler de görüş ve önerilerinizi bize yansıtmaktan geri kalmayınız. Yazımın sonunda bulacağınız email adresimden bana ulaşabileceksiniz.
Bundan sonraki yazımda “Yönetimin Gerçeği” başlıklı bir metni bulacağınızı belirterek, şimdilik paylaşımımı burada nihayete erdiriyorum.
Gelecek günler, hepimiz için güzelliklerle dopdolu olarak gelsin…