bursagorus.com.tr
2022-09-15 12:15:10

Salda Gölü ve Millet Bahçesi

Erkan Kalafat

15 Eylül 2022, 12:15

Salda Gölü, Burdur'un 60 km batısında Fethiye yolu üzerinde, Yeşilova ilçesinde, ilçe merkezine 4 km uzaklıkta, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili, içilebilir temizlik ve berraklıkta bir göldür.

Göller bölgesindeki diğer göllerden farklı olarak, dışa akışı olmayan kapalı havzalı yapıdadır. Yüzölçümü yaklaşık 44 kilometrekaredir. 184 metreye varan derinliği ile Türkiye'nin 3. en derin gölüdür. Deniz seviyesinden yüksekliği 1140 m'dir.

Salda Gölü’nü diğer göllerden ayıran en önemli özellik stromatolit (arkaik dönemde oluşmaya başlamış ve oluşumu hala devam ettiği düşünülen bakteriyel kökenli beyaz kayaçlar) oluşumlarına uygun jeobiyokimyasal bir ekolojik sürece sahip olmasıdır. Bu süreç sonunda tabanda beyaz renkli hidromanyezit içerikli stromatolitler oluşmuştur. İklim, jeolojik yapılar ve bakteri ile siyanobakteri etkileşimi sonucu oluşan bu çökellerin, ilk kez 3,5 milyar yıl önce yeryüzünde oluşmaya başladıkları çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir. Bir anlamda bu oluşumların en eski fosil niteliğinde oldukları kabul edilmektedir. Günümüzde bu fosillerin güncel örnekleri olan modern stromatolit oluşumları Salda Gölü’nde gözlenmektedir. Birçok araştırıcı tarafından, bu oluşumların Dünya’da yaşamın başlangıcı konusunda önemli bilgiler vereceği düşünülmektedir. Salda Gölü’nde güncel olarak oluşan hidromanyezit içerikli stromatolitler ile Mars’taki karbonat içerikli kayaçlar arasındaki benzerliklerin NASA’nın da dikkatini çektiği, güncel yayın organlarında yer almaktadır.

Salda Gölü magnezyum yönünden çok zengin olması sebebiyle, kumsalı beyaz renge sahiptir.

Takip edenler hatırlayacaktır, kumunun özelliği sebebiyle çok önemli olduğu ve sahillerinden kum çalındığı ve kamyonlarla, çalanların villalarının havuz kenarlarına kumun götürüldüğü basında yer almıştı.

Geçtiğimiz yıllarda, Salda ve çevresinin millet bahçesi olması ile ilgili yapılan açıklamadan sonra basında bu konuda pek çok olumlu ve olumsuz görüşler okuduk. Bizim üzerimize düşen de, sizlere tarafsız gözle son durum hakkında bilgi vermek olmalıydı. Bu düşüncelerle göle bir ziyaret gerçekleştirdim. Tabii konu Salda’nın turkuaz renkli suları olunca göle girmeden olmazdı. Suyu ağustos ayında, ne Akdeniz kadar sıcak, ne de Marmara kadar soğuktu. Genzinizi yakmadan suya girmek isterseniz adresiniz Salda olacaktır. Tabii suyun tuzlu olmaması sebebiyle kaldırma kuvvetinin de fazla olmadığı, iyi yüzme bilmeyenlerin, belirlenmiş alanın dışına çıkmamaları gereğini belirterek yazımıza devam edelim.

Gölün yeni düzenlemesi tek kelimeyle Türkiye standartlarının üstünde. Aşağıda pek çok değerlendirmemi okuyacaksınız ama şunu unutmayın ki, dünyaca önem verilen böyle bir bölgeyi sizler de mutlaka rotanızı uydurarak ziyaret ediniz. Bana kesinlikle hak vereceksiniz.

Gölün ulaşımı karayolu ile bir zorluk yaşamadan yapılıyor. Yol üzerinde ve Yeşilova ilçesinde, beklemediğim kadar otel ve pansiyon mevcut. Bu haliyle uzun tatil yapacaklar için de bir alternatif bölge oluşturulmuş. Aracınızla, göle gelenler için hazırlanmış otoparka ücretsiz olarak girebiliyorsunuz. Duşlar, soyunma odaları ve WC’ler ücretsiz ve başka plajlarda görmediğim nizam ve temizliğe sahip. Bu konuda Burdur Belediyesini kutlamak gerekiyor. Mangal ve kabuklu yiyecekler yasak. Belki de dumansız alan ilan edilmiş tek plaj. Bu yönüyle de alkışı hak ediyor.

Üzerinde çokça tartışma yapılan, plaja bina yapılıyor, göle zarar veriyorlar sözleri sadece iddia olarak kalmış çünkü yapılan binalar göl alanının dışında yaklaşık 400-500 m mesafede ve göle sadece yaya olarak gidebiliyorsunuz.

Karayolunun hemen yanında yer alan göl alanına serbestçe girebildiğiniz gibi, bakanlık tarafından hazırlanan Millet bahçesindeki Halk plajları sosyal tesislerini kullanmak isterseniz de, her şeyden ücretsiz olarak faydalanmanız mümkün. Gölün çok küçük bir bölümü bu iş için ayrılmış, geneline dokunulmadan doğal hali korunmuş durumda.

Tabii gölün genel halinden bahsettikten sonra gelelim asıl konumuz olan binalara. Binalar, korkulduğu gibi göle zarar verecek yapıda yapılmamış, beton kullanılmamış, zeminleri yükseltilerek kuma zarara vermeleri önlenmiş ve ahşap kazıklar üzerinde konumlandırılmış, ahşap binalardan oluşmaktadır.

Binalar arasına yapılan, ahşap yürüyüş yolları ile ziyaretçilerin kullanımına sunulmuş.

Yaklaşık olarak 30 kadar ürün satış yeri hazırlanmış, bir kısmı yöresel ürünler satışı için kiralanmış, çoğunluğu ise gerekli rağbeti görmemiş olsa gerek ki, halen boş durmakta.

Satış yerleri ile lokantalar arasına ahşap oturma alanları düzenlenmiş,

Gelelim işin yapılma kalitesine, ahşap konusunda şartnamesinin çok doğru hazırlandığını bildiğim projenin, uygulaması da aynı kalitede olmuş mu acaba?

Bu tür projelerde imza yetkileri olan Ağaç İşleri Endüstri Mühendisleri veya Orman Endüstri Mühendisleri tarafından, şartnamelerinin ve kontrollüklerinin yapılması gerektiğini daha önce ki yazılarımda da dile getirmiştim. Bu projede, bu mühendislik dallarının imza konusunda kullanılmadıklarını biliyorum.

Kulübe ve sergi alanlarındaki 10 cm ve üzeri tüm ahşap malzemenin lamine yapılarak uygulanması doğru ve yerinde olmuş. Bu kiriş-kolon ve lambrilerde herhangi bir deformasyon şimdilik gözlenmemektedir.

Bina altında kullanılan kazıkların, yaş kullanılmaları sebebiyle şimdiden çatladıkları görülmektedir.

Ağacın boyuna çekme yapmamasına rağmen, lambrinin boydan çekme yaptığı ve aralarının açtığı, sergi alanlarındaki bazı kolonların şimdiden çatladığı, boya miktarının az uygulandığı ve alttaki budakların göründüğü,

Oturma bölümleri için yapılan çardakların genel kullanılan ürünlere göre kalitesinin ve uygulamalarının çok kötü olduğu, kertmelerin şantiye alanında yapılması sebebiyle eğri kesimlerin mevcut olduğu, birleşim detaylarının kötü olduğu, kullanılan malzemenin kesit kalınlığının ince olması sebebiyle sırt ve oturma kısmının bel verdiği, ağacın yaş kullanılması sebebiyle deformasyonların başladığı, konstrüksyon yanlışlığı sebebiyle ve boya uygulamalarının yanlış yapılması sebebiyle boya dökülmelerinin olduğu, yine yaş ağaç kullanımı ve kalın malzemenin lamine yapılmaması sebebiyle çatlamaların mevcut olduğu görülmektedir. Bu haliyle çardak oturma kısımlarının kontrollerinin yapılmadan ve bilgi eksikliği ile teslim alındığı görülmüştür.

Yürüme yolları için kullanılan malzemede, sınıf ayrımına dikkat edilmeden 3. Sınıf ağaç, yaş olarak kullanıldığı için dönmeler, budak düşmeleri ve çatlamalar olduğu, bu haliyle ziyaretçiler için tehlike oluşturacağı görülmüştür.

Görüldüğü haliyle, genel uygulamanın doğru olduğu, çevrenin eski haline göre daha korunaklı ve güzelleştiği, yanlış uygulamaların işin tekniğine hâkim mühendislik gruplarının işin içine dâhil edilmemesi sebebiyle oluştuğu, Millet bahçesi gibi, uzun yıllara hizmet vermesi gereken ahşap ihalelerinin bu kadar kısa sürede deformasyonunun oluşmaması için daha dikkatli olunması gerekliliği görülmektedir.

Tabii bir de, ortamın bu kadar güzelleştiğini gören yabancı yatırımcının bölgeye ilgisi sebebiyle, ortamın Arapça tabela ve çalışanların hâkimiyetine geçtiği Uzungöl/Trabzon örneğine dönüşmemesi ve doğallığın kaybolmaması için önlemlerin alınması gerekliliği unutulmadan.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.